Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8538 E. 2023/6316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye kapsamında katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı talep edilip edilemeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, taşınmazın arsa olarak edinilmesi aşamasında davacı kadının altınlarının kullanıldığını mahkeme huzurunda ikrar etmesi, bu ikrarın hükme esas alınması gerektiği ve davacı kadının taşınmazdaki değer artışından pay alma hakkı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının değer artış payı alacağı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1795 E., 2022/1168 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/575 E., 2020/208 K.

Taraflar arasındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 2010 yılında davalı adına tescil edilen 175 ada 8 parsel sayılı sayılı taşınmaz ile ... parsel 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerde müvekkilinin hakkı olduğunu, taşınmazların bilirkişilerce tespit edilecek değerinin 1/2'si karşılığının tahsili gerektiğini belirterek; mal rejiminin yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiyesi ile müvekkilinin taşınmazlardaki hissesine karşılık şimdilik 50.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın ön inceleme duruşmasında; evlendikten sonra el işi yaparak altın aldığını, evin ihtiyaçlarını karşıladığını, aldığı altınlarla evin tül, perde ihtiyaçlarını ve çocukların ihtiyaçlarını karşıladığını beyan etmiştir.

3. Davacı kadın vekili 07.05.2019 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi raporunda hesaplanan 444.525,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

4. Davacı kadın vekili 02.02.2020 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi raporunda hesaplanan 294.525,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, taşınmazların babasından miras yolu ile intikal ettiğini, davacının taşınmazlar üzerinde hiçbir hakkı olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek 08.05.2018 tarihli (2) nolu celsede; arsa alınırken eşine düğünde takılan altınların kullanıldığını arsanın 2001 yılında 10.000,00 TL'ye alındığını, altınların hatırladığı kadarıyla alım bedelinin 1.500,00 TL-2.000,00 TL'sini karşıladığını beyan etmiştir.

3. Davalı erkek vekili ıslah edilen 06.05.2019 tarihli cevap dilekçesinde; 175 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2/B arazi olduğunu, taşınmazın müvekkilinin babası tarafından harici olarak satın alındığını, bedel karşılığı müvekkiline satıldığını, bedelin boşanma dava tarihinden sonra ödendiğini; 6137 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline babasından kaldığını, müteahhite verilerek bağımsız bölümlerin edinildiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 6137 ada 4 parsel 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına 19.04.2017 tarihinde boşanma dava tarihinden sonra tescil edildiği, tasfiyeye dahil edilecek malvarlığı kapsamında olmadığı, davalının kişisel malı olduğu; 175 ada 8 parsel sayılı bahçe vasıflı taşınmazın 10050/30150 payının 01.12.2015 tarihinde boşanma dava tarihinden sonra davalı adına tescil edildiği, tasfiyeye dahil edilecek malvarlığı kapsamında olmadığı, davalının kişisel malı olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davalının beyanının davayı teyit eder mahiyette olduğunu, müvekkilinin emek, zahmet ve çabası ortada iken mağdur edildiğini, katkısının tanık beyanlarıyla ortaya konulduğunu, davalının duruşmada “...arsa alınırken evlenirken eşime taktığım altınlar kullanıldı. Arsayı 2001 yılında 10.000 TL.’ye aldık. Altınlar 1500-2000 TL etti….” dediğini, 17 yıllık evlilik boyunca edinilen malların, büyütülen çocuklarının, mehir ve ziynet eşyalarının alınarak yuvada kazanım elde edildiğini, davalının babasının 6137 ada 4 parsel sayılı arsa da katkısı olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının taşınmazların evlilik birliği içinde edinildiğini ileri sürerek edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiyesini talep ettiği, davalının her iki taşınmazın babası tarafından aktarıldığını, kişisel mal olduğunu, bağımsız bölümlerin öncesi babası adına kayıtlı taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle verilmesi sonucu boşanma dava tarihinden sonra adına kaydedildiğini, yine 2/B ile orman sınırları dışına çıkarılan diğer taşınmazın babası lehine şerh verilmişken, boşanma dava tarihi sonrası Hazine'ye bedel ödenerek alındığını savunduğu; 175 ada 8 parselin davalı adına edinim tarihi boşanma davasının açıldığı tarihinden sonra olduğuna, 6137 ada 4 parsel 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlerin olduğu taşınmazın da öncesi itibariyle davalının babası adına tapuya kayıtlı olduğu, anne ve baba adına kayıtlıyken sağlararası işlemle devrolan taşınmazların tapuda satış gösterilmesi halinde dahi, bağışla devredildiği yolundaki iddianın aksinin, bedeli ödenmek suretiyle alındığının da ispat edilemediği, 2 ve 7 numaralı bağımsız bölümlerin davalı adına edinim tarihi ve dosyaya getirtilen taşınmazların öncesine ait kayıtlar ile tanık beyanlarının savunmayı teyit eder nitelikte olduğu, Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davalının beyanının davayı teyit eder mahiyette olduğunu, müvekkilinin emek, zahmet ve çabası ortada iken mağdur edildiğini, katkısının tanık beyanlarıyla ortaya konulduğunu, davalının duruşmada “...arsa alınırken evlenirken eşime taktığım altınlar kullanıldı. Arsayı 2001 yılında 10.000 TL.’ye aldık. Altınlar 1500-2000 TL etti….” dediğini, 17 yıllık evlilik boyunca edinilen malların, büyütülen çocuklarının, mehir ve ziynet eşyalarının alınarak yuvada kazanım elde edildiğini, davalının babasının 6137 ada 4 parsel sayılı arsa da katkısı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, talep, hukuki nitelendirme, ispat yükü, delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı madddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 285 inci ve devamı maddeleri. 646 ncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, 01.01.2002 tarihinden sonra davalı adına edinilen taşınmazlar her ne kadar kanuni karine gereğince edinilmiş mal ise de, tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalının taşınmaz hisselerinin karşılıksız verildiğini ispatladığının anlaşılmasına göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 188 inci maddesinin birinci fıkrası "Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez." şeklinde düzenlenmiştir.

4. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı Kanun md. 227). Denkleştirme (4721 sayılı Kanun md. 230) hariç, tasfiyeye konu mal varlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (4721 sayılı Kanun md. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (4721 sayılı Kanun md. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddî veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.

5. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı Kanun md. 235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (4721 sayılı Kanun md. 228/1).

6. Somut olaya gelince; eşler, 02.11.1999 tarihinde evlenmiş, 19.06.2015 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 08.09.2016 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun md. 225/2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden, evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun md.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md. 10, 4721 sayılı Kanun md. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md. 179).

7. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkelere göre, davacı kadın vekilinin ... ada 4 parsel 2 ve 7 nolu bağımsız bölümlere yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, işbu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de karar dosya kapsamı itibariyle değer artış payı alacağı yönünden hatalı olmuştur. Şöyle ki, tasfiye konusu taşınmazın arsa vasfında iken davalının babası adına 04.11.2003 tarihinde satın alındığı, sonra davalı ve kardeşi adına 1/2'şer hisseli olarak 19.03.2010 tarihinde satış yoluyla devredildiği, daha sonra davalının hissesini başka bir kardeşine 28.02.2017 tarihinde kat karşılığı devrettiği, son olarak da 19.04.2017 tarihinde kat irtifakı kurularak bağımsız bölümlerin davalı adına tescil edildiği; davalı asılın 08.05.2018 tarihli (2) nolu celsede işbu taşınmazın arsasının alınırken davacının altınlarının kullanıldığını ikrar ettiği, davalının mahkeme içi ikrarı ve tanık beyanlarına göre davacının altınlarının taşınmaz ilk baba adına alınırken kullanıldığı ve boşanma dava tarihinde taşınmazın arsa vasfında olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, taşınmazın arsasının edinilmesinde davalının mahkeme içi ikrarı dikkate alınarak davacının altınlarının kullanıldığı kabul edilerek davacının değer artış payı alacağının hesaplanması gerekirken, davalının mahkeme içi ikrarı göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının değer artış payı alacağı yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...