Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8656 E. 2023/137 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, kusurun kimde olduğu ve maddi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tüm delilleri toplayıp değerlendirdiği, usul ve yasaya uygun davrandığı, davalı vekilinin temyiz nedenlerinin kararı bozmak için yeterli olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve ailesinin esnaflık yaptığını, tüm aile bireylerinin çalışarak aile bütçesine katkıda bulunduğunu, taraflar evlendikten sonra davalının isteği doğrultusunda aile ve iş yerlerinin bütçesini, gelir giderlerini idare etme yetkisini davacının davalı eşine verdiğini, davalının 2015 yılında eve hırsız girdiğini ve evdeki değerli şeylerin çalındığını söylediğini, 150.000,00 TL'lik altın, döviz ve Türk Lirası çalındığını davacı ve ailesinin buna inandığını, davalı bu yıl Ocak ayında kardeşini ziyaret için ...'ya gittiğini, davacının paraya ihtiyacı olunca kasanın anahtarı kendisinde olan davalıyı aradığını ve kasanın anahtarını sorduğunu, davalının önce oyaladığını ve söylemek istemediğini, söyleyince kasa açıldığında kasada para olmadığını gördüklerini, altın ve Türk Lirası olması gerektiğini, davalının önce paraları polis kılığındaki birine kaptırdığını daha sonra ise mobilya mağazasına verdiğini söylediğini ancak gerçek durumu izah edemediğini, yapılan araştırmada Bağ-Kur primlerinin, TOKİ ev taksitlerinin ve esnaflara olan borçların aylardır ödenmediğini, alacakların ise davalı tarafından toplandığı halde almadım diyerek eşine ve ailesine yalan söylediğini öğrendiğini, davalının güven sarsıcı davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve bu durumun ortaya çıkmasından itibaren tarafların ayrı yaşadıklarını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocukların velayetini davacıya verilmesini, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesinde gerçeği yansıtmadığını, davalının son derece eşine ve evine bağlı birisi olduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamak için en az davacı kadar kendisinin de çalıştığını, davacının davalıyı terk ederek müşterek haneye kabul etmediğini, davacının annesinde de kasa anahtarının mevcut olduğunu, boşanmayı gerektirir makul somut hiçbir beyanın olmadığını savunarak davanın ve tazminat taleplerinin reddine, boşanma kararı verilmesi halinde müşterek çocukların velayetinin davacıya verilmesine, davalı için 500.00,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının tüm aileye ait birikimlerin toplandığı kasadaki altın ve nakit paranın akıbeti ile olayın ortaya çıkması ile önce parayı kaptırdığını beyan edip daha sonra eve aldığı eşyalar için harcadığını beyan ederek ciddi bir güvensizlik yarattığı ve tatmin edici bir açıklama yapamadığı, evlilik birliğinin sağlam temeller üzerine oturması ve sağlıklı yürümesi için eşler arasında güven duygusunun son derece önemli olduğu, davacının bu güven duygusunu yitirdiği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, tüm dosya kapsamına göre davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davacı babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davalı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, davacı erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, iddiaların soyut olduğunu, tanıklıktan çekinebilecek tanıkların beyanlarına itibar edildiğini, harcamaların faturalar ile belgelendirildiğini, iddiaların aslında davacının babasının iddiaları olduğunu ve eşi ile bir sorunlarının bulunmadığını, davalının kusursuz olduğunu beyanla, boşanma davasının kabulü, kusur tespiti ve maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunda başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararında istinafa konu edilmeksizin kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekilince Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur ve maddî tazminata ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.