Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8747 E. 2023/13 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, boşanmanın fer'ileri ve özellikle kadının yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, nafaka alacaklısının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerektiği, mahkemece kadının ekonomik ve sosyal durum araştırmasının eksik yapıldığı ve çalışıp çalışmadığı, düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususlarının yeterince araştırılmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönüyle bozulmasına, kararın diğer kısımlarının ise onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2370 E., 2022/1853 K.

DAVA TARİHİ : 04.10.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/994 E., 2021/323 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl, karşı ve birleşen davanın kabulüyle tarafların4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, erkeğin karşı davadaki 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin sözlü şiddette bulunduğunu, tüm gününü evde boş oturarak geçirdiğini, bu sebeple de sürekli kavga çıkaran davalının evde huzursuzluğuna sebebiyet verdiğini, erkeğin ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını tarafların en küçük tartışmasında dahi kadına ve ailesine huzursuzluk verdiğini, kadını evden ayrılmak zorunda bıraktığını, mesleği olmasına rağmen çalışmadığını, intihara teşebbüs ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, son olarak da eve dönen kadını darp ve tehdit ettiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine ve düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadın tarafından dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının haysiyetsiz ve sadakatsiz yaşam sürdüğünü, boşanmak istediğini söyleyerek erkeğin evi terk etmesini istediğini, tüm ailesi ve arkadaşları ile ilişkisini kesmesini istediğini, tüm kavgalarında evin camlarını kapılarını açarak erkeğe ve ailesine ağza alınmayacak küfürler ettiğini, evliliği ekonomik çıkarlar üzerine kurduğunu, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, mahrem konuları üçüncü kişilere anlatarak erkeği encide ettiğini, erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediğini, 26.07.2017 tarihinde kavga çıkarıp gece evi terk ettiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının dava sürecinde başka erkeklerle sadakat yükümlülüğüne aykırı olacak şekilde ilişki kurduğunu ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve lehine 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkeğin evin giderlerine katılmadığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, küfür ettiği, davalı-davacı kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve eşine küfür ettiği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğundan bahisle kadının asıl boşanma davası ile erkeğin karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 20.000,00 maddî ve 20.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet alacağı davasındaki taleplerinin kısmen kabulüyle cins ve miktarı kararda belirtilen ziynetlerin kadına aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 55.115,31 TL ziynet bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin karşı davasındaki 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi ile karşı ve birleşen davadaki fer'î taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; erkeğin karşı ve birleşen boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminatlar ile nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kadının kabul edilen boşanma davası, lehine hükmedilen tazminat ve nafakalar, kadının kısmen kabul edilen ziynet alacağı davası ile karşı davasındaki 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-davacı erkeğin ağır, davacı-davalı kadının ise az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mâkul olduğu, ziynet eşya alacağına ilişkin kadının kısmen kabul edilen davasında yapılan tespit ve verilen kararın doğru olduğu ve erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca talep ettiği boşanma davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili, temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine yüklenilen kusurların gerçekleşmediğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğuna ilişkin yüklenen kusurun hatalı olduğunu dolayısıyla erkeğin boşanma davalarının reddinin gerektiğini ileri sürerek, erkeğin kabul edilen karşı ve birleşen boşanma davaları, kusur belirlemesi ile lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın tanıklarının yanlı beyanda bulunmaları sebebiyle kadının boşanma davası hakkında kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, delillerin mahkeme tarafından toplanmadığını, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davası ile fer'î taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile nafakaların haksız ve miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davalarının kabulü, kadına maddî-manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin karşı davasındaki 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı boşanma talebinin ve boşanmanın fer'î taleplerinin reddine ilişkin kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının daha ağır kusurlu olmaması şartı ile birlikte boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün de belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında kadının halk eğitim müdürlüğünde kadrosuz eğitici olduğu, babasına ait evde yaşadığı bildirilmiştir. Tanıklar ise kadının müzik öğretmeni olduğunu, mülakatlara hazırlandığını, sözleşmeli olarak çalıştığını beyan etmişlerdir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, davacı-davalı kadın hakkında usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılarak, halen çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı ilgili kurumlardan ve sosyal güvenlik kayıtlarından araştırılarak, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise haklı nedenlerle ayrılıp ayrılmadığı hususlarının belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-davalı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

3. Davacı-davalı kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.