Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8780 E. 2023/6296 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin tazminat miktarını belirlerken tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerini, paranın alım gücünü ve kişilik haklarına yapılan saldırıyı değerlendirerek hüküm kurduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/754 E., 2022/1109 K.

...

...

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı-karşı davacı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı-karşı davacı kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'n un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davacı karşı davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000.000,00 TL maddî, 2.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.12..2019 tarihli ve 2018/69 Esas, 2019/692 karar sayılı kararıyla; tarafların 25.07.2003 tarihinde evlendikleri bu evlilikten ortak bir çocuklarının olduğu, ortak çocuğa bir yaşındayken gelişim geriliği teşhisi konulduğu, o tarihten itibaren kadının işini bırakarak tamamen çocuğun tedavi ve eğitimi ile ilgilenmeye başladığı, çocukla ilgili tüm sorumluluğun kadında olduğu, ortak çocuğun özel durumu nedeniyle özel ilgiye ihtiyaç duyduğu ancak erkeğin çocukla yakından ilgilenmediği, çocuğa bir ebeveyn gibi değil, daha çok oyun arkadaşı gibi davrandığı, erkeğin içine kapanık, sosyal ortamlara katılmayan birisi olduğu, arkadaş çevresinin olmadığı, insanlarla fazla diyaloğa geçmediği, sık sık iş değiştirdiği, zaman zaman işsiz kaldığı, kadına psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığı, kadını sadakatsizlikle suçladığı, zaman zaman bu husustaki şüphelerini gidermek için kadının yakın arkadaşlarından bilgi aldığı, ortak çocuğu annesine karşı doldurarak çocuğu annesinden uzaklaştırmaya çalıştığı, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda erkeğin tam ve asli kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının reddine kadının davasnın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.560,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.07.2020 tarihli ve 2020/533 Esas, 2021/704 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe " erkeğin çocukla yakından ilgilenmediği, çocuğa bir ebeveyn gibi değil, daha çok oyun arkadaşı gibi davrandığı; davacı/davalı erkeğin içine kapanık, sosyal ortamlara katılmayan birisi olduğu, arkadaş çevresinin olmadığı, insanlarla fazla diyaloğa geçmediği, sık sık iş değiştirdiği, zaman zaman işsiz kaldığı, davalı/davacı kadına psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığı, davalı/davacı kadını sadakatsizlikle suçladığı, zaman zaman bu husustaki şüphelerini gidermek için davalı/davacı kadının yakın arkadaşlarından bilgi aldığı, ortak çocuğu annesine karşı doldurarak çocuğu annesinden uzaklaştırmaya çalıştığı " vakılarının kusur olarak yüklendiği, toplanan delillerden davacı erkeğin karşı davacı kadına fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı vakıasının kadın tarafınca ispat edilemediği, erkeğin çocukla yakından ilgilenmediği, çocuğa bir ebeveyn gibi değil, daha çok oyun arkadaşı gibi davrandığı; vakılarına ise davalı-karşı davacı kadın tarafından davaya cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde dayanılmadığı bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğin içine kapanık, sosyal ortamlara katılmayan birisi olduğu, arkadaş çevresinin olmadığı, insanlarla fazla diyaloğa geçmediği, sık sık iş değiştirdiği, zaman zaman işsiz kaldığı, kadını sadakatsizlikle suçladığı, zaman zaman bu husustaki şüphelerini gidermek için kadının yakın arkadaşlarından bilgi aldığı, ortak çocuğu annesine karşı doldurarak çocuğu annesinden uzaklaştırmaya çalıştığı psikolojik şiddet uyguladığı vakıalarının ise sabit olduğu, erkeğin ise kadına yönelik iddialarını hukuka uygun delililer ile ispat edemediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, erkeğin yine de tam kusurlu olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında tazminat miktarının fazla olduğu, hükmün diğer yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusur belirlemesinin gerekçede yazıldığı şekilde değiştirilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin sair, kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarihli ve 2020/5360 esas, 2021/1358 karar sayılı kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, kadının öğretmen olduğu, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği, yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken, kabulünün doğru olmadığı, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2010 doğumlu ortak çocuk ... ... yararına takdir edilen iştirak nafakasının da çok olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına 70.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk için aylık 3.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, bu karara karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı, reddedilen talepler yönünden vekâlet ücretine hükmolunmamasına yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.02.2022 tarihli ve 2021/8355 esas, 2022/1710 karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükmün bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmadığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarının az olduğu kanaatine varıldığından erkeğin, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin reddine, kadının, maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile erkeğin, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin reddine, kadının, maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısmının kaldırılmasına, kadının, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 125.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...