Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8810 E. 2024/387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında açılan katkı payı alacağı davasında, davalının cevap dilekçesinde ileri sürmediği zamanaşımı def'ini, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürüp sürmeyemeyeceği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, katkı payı alacağı davasına karşı, süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmadığı, daha sonra cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı def'i ileri sürdüğü, davacının ise savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediği, ancak cevap dilekçesinin ıslah yoluyla zamanaşımı definin ileri sürülebileceği ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin davanın açıldığı tarihte dolduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/690 E., 2022/1695 K.

DAVA TARİHİ : 23.01.2014

KARAR : Başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/348 E., 2021/23 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 2 ada 13 parselde bulunan taşınmazın müvekkilinin tamamen kendi imkanları ile aldığını, taşınmazı eşinin üzerine yaptığını, müvekkilinin kredi çekerek taşınmazı yaptırdığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; taşınmazın edinilmesinde müvekkiline ait aracın satış bedelinin kullanıldığını, davalı adına kredinin taşınmazın tadilatı için çekildiğini, kredinin müvekkilinin çektiği başka bir kredi ile kapatıldığını, kredi ödemelerini müvekkilinin yaptığını ileri sürmüştür.

3. Davacı erkek vekili 05.10.2016 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda talep miktarını artırarak toplam 109.923,20 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir.

4. Davacı vekili 01.11.2019 tarihli dilekçesinde; davalının zamanaşımın süresinde ileri sürülmediğini, savunmanın genişletilmesine muvafakatlarının olmadığını, ıslahla zamanaşımı def'inde bulunmayacağını belirterek; zamanaşımı def'inin reddini talep etmiştir.

5. Davacı erkek vekili 14.09.2020 tarihli dilekçesinde; 19.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda alacağın 149.317,40 TL olarak belirlendiğini belirterek, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile, alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın konut kredisi kullanılarak satın alındığını, ödemelerin müvekkili tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı kadın 21.10.2019 tarihli ıslah dilekçesinde; tarafların 2001 yılında boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, davanın 2013 yılında açıldığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davaya süresi içinde cevap dilekçesi vermekle birlikte cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmayı unuttuklarını, ıslah ile zamanaaşımı def'inde bulunulabileceğini belirterek; zamaanaşımı süresi dolduğundan davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR

1. Dava, davalı kadının açtığı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında karşı dava olarak açılmış, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil dava dosyasından 14.02.2017 tarihinde ayrılmasına karar verilmiş, sonra aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mevcut delillere göre tarafların evlilik tarihinden taşınmazın edinildiği tarihe kadar çalışmak suretiyle gelir elde ettikleri sonucuna varılabileceği, ancak mevcut deliller kapsamına göre tarafların belirtilen dönemlerde elde ettikleri gelirlerin tam olarak tespitinin mümkün olmadığı, bu durumda davacının yaptığı katkı oranın dosya içeriğine hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine uygun olduğu, bu nedenle taşınmazın dava tarihindeki değerinin % 50'si oranında davacının 109,923,20 TL katkı payı alacağı gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 109.923,20 TL katkı payı alacağının 1.000,00 TL'sine dava tarihi olan 23.01.2014 dava tarihinden itibaren, kalan 108.923,20 TL'sine ıslah tarihi olan 05.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; ıslah ile zamanaşımı def'inde bulunulduğunun dikkate alınmadan ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının ıslah ile zamanaşımı def'inde bulunduğu, Mahkemece, ıslah yoluyla yapılan zamanaşımı def'i hususu değerlendirilmeksizin karar verildiği; zamanaşımı def'inin esasa cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerektiği, süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı def'inin savunmanın değiştirilmesi, genişletilmesi mahiyetinde olduğunu, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra karşı tarafın açık muvafakatı veya ıslah olmadıkça savunmanın genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği, ıslahın da tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği; somut olayda, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunmadığı, 21.10.2019 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçelerini zamanaşımı def'i yönünden ıslah ettiklerini belirterek ıslah yoluyla zamanaşımı def'inin kabul edilmesini istediği, davacının savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, ıslah yoluyla da zamanaşımı def'inde bulunulamayacağını beyan ettiği; cevap dilekçesinin ıslah yoluyla zamanaşımı definin ileri sürülebileceği; mal rejiminin tasfiyesi davalarının 10 yıllık zamanaşımı süresi tabi olduğu; tarafların boşanma davasının 02.01.2002 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın ise 23.01.2014 tarihinde açıldığı, davalının usulüne uygun sunulan ıslah dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunduğu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin davanın açıldığı tarihte dolduğu gerekçesiyle; davalı kadın vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalının süresinde zamanaşımı def'ini ileri sürmediğini, savunmanın genişletilmesine muvafakatları olmadığını beyan ettiklerini, ıslahla zamanaşımı def'inde bulunulamayacağını, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, süresinde sunulan cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin cevap dilekçesinin ıslahı ile ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 126 ve devamı maddeleri, 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ve devamı maddeleri, 161 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.