Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8854 E. 2023/2408 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı olarak birbirlerini aşağıladıkları ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu gözetilerek, tarafların boşanma davalarının kabulü yerine reddine karar veren yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2477 E., 2022/1002 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 05.08.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/368 E., 2021/589 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından kendi davasının reddi, davalı-davacı kadın vekili tarafından kendi davasının reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kendi davasının reddi yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, tedbir nafakası yönünden verilen karar davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-davacı kadın vekilinin tedbir nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; 28.04.2023 tarihli dilekçe ile duruşma talebinden vazgeçtiğini bildirdiğinden duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesi, cevaba cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının ailesinin sürekli evliliğe müdahale ettiğini, davacı erkeğin ailesini istemediğini, çocukları davacı erkeğin ailesinden uzak büyüttüğünü, davalı kadının ailesinin davacı erkeğe danışmadan kızlarına ev aldığını, bu evde oturmaya mecbur bırakıldığını, bu durumu psikolojik baskı olarak kullandıklarını, davalı kadının annesinin sürekli tarafların evinde olduğunu, davacı erkeğin kendisine ait alanı olmadığını, davalı kadının tüm özel hayatlarını annesine anlattığını, davalı erkeği ve ailesini aşağıladığını, davacı erkeğin annesinin ameliyatının erkeğin çalıştığı hastanede yapılmasını sorun ettiğini, erkeğin anne ve babasını da evinde misafir etmediğini, 3 Nisan 2020 günü müvekkili ile davalı kadının tartıştıklarını, davalı kadının bu tartışmayı da annesine anlattığını, annesi ve davalı kadının davacı erkeğe hakaret ettiklerini, ailesine beddua ettiklerini, davacı erkeğin babasını davalı kadını taciz etmekle suçladıklarını, en son davalı kadının davacı erkeğe ''ailemle ile ilgili konuşamazsın '' diyerek bağırmaya başladığını, evin ve arabanın anahtarlarını isteyerek davacı erkeği evden kovduğunu, eşyalarını çöp poşeti ile verdiğini, sosyal medyada daha boşanmadan soyadını değiştirdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocuklar hakkında ortak velâyet kararı verilmesine, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava ve süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, davacı erkeğin babasının davalı kadını arayarak '' bugün ne giydin üzerinde ne var, ne yemek yaptın, nereye gideceksin '' şeklinde sorular sorduğunu, bunu davacı erkeğe söylediğinde davacı erkeğin davacı kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, davacı erkeğin ailesinin taraflara destek olmadığını, davalı kadın sorunları anlattığında davacı erkeğin hakaret, küfür ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, davacı erkeğin ailesinin davalı kadın ve çocuklara karşı soğuk davrandığını, davalı kadının ailesinin taraflara destek olmak için oturmaları için bir ev aldığını, davacı erkeğin evin tapusunun davalı kadın üzerine yapılmadığı gerekçesi ile sürekli baskı kurduğunu, davacı erkeğin başka kadınlarla yemek yediğini, mesajlaştığını, davalı kadın ile üç yıldır cinsellik yaşamadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 2.500,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, çocukların okul masraflarının taraflar arasında yarı yarıya paylaştırılmasına, faizi ile 1.000.000,00 TL manevî, 500.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanığı ...'ün beyanlarının 2011 yılından önceki olaylar olduğu, davacı tanığı ...'un beyanlarının davacı erkekten duyuma dayandığı, davacı tanıkları ..., ..., ...'ın beyanlarında geçen bir kısım olayların önceki olaylar, bir kısım olayların davacı erkekten duyuma dayanan olaylar olduğu, davalı kadının davacı erkeğin ailesini istemediğine ilişkin kadından duyulan bir söz olmadığı, davacı tanıkları Yasemin ve ...'nin görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığı, davalı tanığı ...'ın görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığı, davalı tanığı ...'ın beyanlarında geçen olayların bir kısmının önceki olaylar olduğu, bir kısmının duyuma dayalı olduğu, 1,5-2 yıl kadar önce davacı erkeğin davalıya "sen insan değilsin, bulmuşsun doktoru" dediğini beyan etmişse de bu olaydan sonra tarafların birlikte yaşadıkları, davalı tanığı ...'nın beyanındaki olayın önceki tarihteki olaylar olduğu, tarafların müşterek çocuğu davalı tanığı ...'ın beyanında davacı erkeğin evden ayrıldığı sırada tarafların birbirlerine ne söylediklerini duymadığı, tanığın beyanında geçen babasının görüntülü konuşmak istemediği ve arkada "hayatım aşkım" şeklinde bir kadın sesi geldiğine ilişkin olayın tarihini net hatırlamadığı, her iki olayda da boşanma davasının açıldığını belirttiği, tarihi belirsiz olayların kusur belirlemesinde esas alınamayacağı, davalı tanığı ... Kumral'ın beyanına göre tanık ...'ın beyanında geçen bu olayın boşanma davasından sonraki olay olduğu, her davanın açıldığı dava tarihi itibariyle değerlendirileceği, her iki davanın ispatlanmadığı gerekçeleri ile asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde istinaf her iki taraf vekili başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili; tanıkların mahkemece adil bir şekilde dinlenmediğini, özellikle tanık olarak dinlenen davalı-davacı kadının annesi ve ortak çocuğun baskı altında dinlendiğini, pedagogun on dakika bile çocukla görüşmediğini, davacı-davalı erkeğin ... sarsıcı davranışları olduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel olarak son üç yıldır aralarında paylaşım olmadığını, tanık beyanları ile davalarının kanıtlandığını belirterek kendi davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili; kararın gerekçesiz olduğunu, davalı-davacı kadının müvekkilinin evden kovduğuna ilişkin mesajın bulunduğunu, ortak çocuk İdil`in psikolojisi hiçe sayılarak tanık olarak dinletildiğini, davalı-davacı kadının müvekkiline baskı yaptığını, evden kovduğunu, eşyalarını çöp poşeti ile gönderdiğini, boşanmadan sosyal medyada soyadını değiştirdiğini, tanık beyanları ile iddialarının kanıtlandığını belirterek; kendi davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf tanıklarının beyanlarının bir kısmının asilden duyuma ilişkin olduğu, bir kısmının birlikte yaşam sebebi ile hoşgörü ile karşılanan olaylara ait olduğu, bir kısmının ise, dayanılmayan vakıalar ile yer ve zamanı belli olmayan beyanlar niteliğinde olduğu, dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylar nedeniyle karşı tarafa kusur yüklenemeyeceği, taraflarca karşı tarafın az da olsa kusurlu bulunduğunun ispat edilemediği, tarafların fiilen ayrı olmasının tek başına evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirmediği, ortak çocuklar lehine Mahkemece hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olduğu, her iki davanın reddine karar verilmiş olmakla çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; davalı-davacı kadının müvekkilinin evden kovduğuna ilişkin mesajın bulunduğunu, tanık beyanlarına duyuma dayalı olduğu iddiası ile itibar edilmemesinin ... olmadığını, davalı-davacı kadının erkeği müvekkilini evden kovduğunun, ameliyat olan kayınvalidesini ziyaret etmediğinin ve evine almadığının sabit olduğu, pandemi sürecinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin boşanmanın ferisi niteliğinde olmadığını, ortak çocuk İdil`in psikolojisi hiçe sayılarak tanık olarak dinletildiğini, davalı-davacı kadının müvekkiline baskı yaptığını, evden kovduğunu, eşyalarını çöp poşeti ile gönderdiğini, boşanmadan sosyal medyada soyadını değiştirdiğini, tanık beyanları ile iddiaların kanıtlandığını belirterek kendi davasının reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; tanıkların mahkemece adil bir şekilde dinlenmediğini, özellikle tanık olarak dinlenen davalı-davacı kadının annesi ve ortak çocuğun baskı altında dinlendiğini, pedagogun on dakika bile çocukla görüşmediğini, davacı-davalı erkeğin ... sarsıcı davranışları olduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel olarak son üç yıldır aralarında paylaşım olmadığını, tanık beyanları ile davalarının kanıtlandığını, tarafların boşanıncaya kadar sadakat yükümlülüğü konusunun dikkate alınması gerektiğini, tedbir nafakası miktarlarının erkeğin gelir durumuna göre az olduğunu belirterek kendi davasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesince taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, taraflarca kendi davalarının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama, toplanan delillerden her iki tarafın da birbirlerini aşağıladıkları anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında her iki taraf da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar atında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin ve davalı-davacı kadının boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile her iki davanın da reddi ... olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı kadın vekilinin, tedbir nafakalarının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı tarafların istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3.İlk Derece Mahkemesi kararının her iki boşanma davası yönünden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.