"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/102 E., 2022/935 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ... erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre ziynet alacağı davasında kabul ve reddedilen, temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden ... ... ile vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat Güveyre Macit geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve taraf vekillerinin reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ve kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadının ve kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini, ziynet eşyalarının bir kısmının düğün borçları için bir kısmının ise ortak çocuğun tedavisi için harcandığını, kalanlarının ise kadın tarafından yanında götürüldüğünü iddia ederek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, erkek yararına 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadına dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı-davacı kadın tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, bağımsız konut temin etmediğini, sık sık alkol kullandığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürmediğini, tehdit ettiğini, ortak çocuğu fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminat, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, sadakate aykırı güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği yine erkeği ve erkeğin ailesini tehdit ettiği, birlik görevini ihmal ettiği; erkeğin ise tehdit ve hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına karar tarihine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 300,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği dikkate alınarak kadının nafaka talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ağır kusurlu olan kadının kusurlu davranışlarının aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin maddî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise dinlenen kadın tanıklarının beyanlarının somut ve net bir bilgiye dayalı olmadığı, aktarıma dayalı olduğu, ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin isabetli olmadığı, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, erkeğin maddî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi ile erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının az olduğu, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesi ve her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemelerinin isabetli olduğu, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmemesinin isabetli olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında az olduğu, erkek yararına maddî tazminata hükmedilmesi koşulları oluşmasına rağmen reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, kusur durumu dikkate alındığında erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, ağır kusurlu olan kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ziynet alacağı davası yönünden ise tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde kadının, 4 adet bilezik, 4 adet çeyrek altının varlığının ve rızası dışında kendisinden alınarak iade edilmediğinin ispatlandığı, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 4 adet 22 ayar 10'ar gram bilezik ve 4 adet çeyrek altın olmak üzere toplam 10.444,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin birleşen dava tarihi olan 08.01.2019 tarihinden, bakiye 9.444,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 09.03.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine, ziynet alacağı davası yönünden kesin, her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden ise temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarları, velâyet, nafakalar, ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devam maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin ziynet alacağı davasına yönelik temyizleri yönünden temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2.Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Satı'ya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak Satı'ya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.