"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, aile konutu şerhinin kaldırılması, ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davası ile aile konutu şerhinin kaldırılması davalarının ve davalı-karşı davacı kadının boşanma davası ile ziynet alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden hüküm kurulması kararı karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde;kadının, müvekkilinin şahsına ve ailesine karşı hakaret ve küfürler ettiğini, tehdit ettiğini, müvekkilinin 80 yaşındaki annesine hakaretler ederek evden kovduğunu, 30.06.2020 günü müvekkilinin uyumakta iken davalı tarafın müvekkilinin telefonunu aldığını ve müvekkiliymiş gibi, müvekkilinin yeğenine mesajlar attığını, sonrasında müvekkilinin yanına gelerek "bak yeğenin bana hakaret ediyor" dediğini, kendisinin mesaj attığını ise hiç söylemediğini, müvekkilinin telefonu eline aldığında ise ağza alınmayacak şeyleri yazdığını gördüğünü, aynı gün yeğeni ve müvekkilinin kız kardeşinin ortak ikamete geldiğini, tartışmaya başlayınca müvekkilinin dayanamayıp evden uzaklaştığını,kolluk kuvvetlerinin olay yerine geldiğini, evliliğin fiilen bitmiş olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 2352 parseldeki taşınmazda bulunan aile konutu şerhinin kaldırılmasına, 100.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminatın müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı tarafından açılan davanın, hukuki dayanaktan yoksun ve kabul edilemez olduğunu,erkeğin kötü davrandığını, tehdit ve hakaretler ettiğini, şiddet uyguladığını, bir bayanla mesajlaştığını , erkeğin ablası ve yeğeninin tarafların müşterek konutuna geldiklerini ve bu esnada erkeğin ablasının müvekkiline vurduğunu, yeğenınınde üzerine yürüdüğünü, erkeğin ise olanları izlediğini, müdahale etmediğini ve her zaman olduğu gibi yine eşine sahip çıkmadığını, karakolluk olduklarını, erkeğin sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu iddia ederek, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, düğün sırasında davalı-karşı davacı kadına takılan, ancak davacı-karşı davalı tarafta kalan altınların (9 adet, 22 ayar, 20 gr. ikili burgu diye tabir edilen bilezik, 82 adet çeyrek, 2 adet normal yüzük, 1 adet düz diye tabir edilen, 14 ayar, 13 gr bilezik, yine 5 adet çeyrek) aynen, mümkün olmadığı taktirde bedellerini, 1.500,00 TL Tedbir, yoksulluk nafakasına, 1.500,00 TL tedbir, iştirak nafakası, 200.000,00 TL manevî, 200.000,00 TL maddî tazminat verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin , davalı karşı davacı kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ... ve ... isimli kişilerle ile sık sık telefon görüşmeleri yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davalı-karşı davacı kadının ise eşine ve eşinin annesine karşı hakaret içeren sözler sarf ettiği, erkeğin annesini evden kovduğu, bu haliyle davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu,kadının ziynet eşyasına yönelik talebi yönünden ise, her biri 15 gr olan 9 adet 22 ayar bileziğin, 87 adet çeyrek altının, 1 adet 13 gr 14 ayar bileziğin ve 1 adet 4 gr 14 ayar alyans yüzüğün davacı-karşı davalı erkek tarafından alınıp bozdurulduğu, alınıp bozdurulan ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı kadına sonradan iade edildiğinin veya söz konusu altınların iade koşulu bulunmaksızın alındığının davacı- karşı davalı erkek tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile her iki tarafça açılan boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına,boşanma hükmü kesinleştiğinde ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 2352 parsel sayılı taşınmazdaki davacı hissesi üzerinde bulunan aile konutu şerhinin kaldırılmasına,davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk yararına 300,00 TL tedbir, 400,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, düzenli geliri bulunmayan davalı-karşı davacı kadın yararına 400,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine,her biri 15 gr olan 9 adet 22 ayar bileziğin, 87 adet çeyrek altının, 1 adet 13 gr 14 ayar bileziğin ve 1 adet 4 gr 14 ayar alyans yüzüğün davalı erkekten alınarak davacı kadına aynen iadesine, mümkün olmaması durumunda 110.164,50 TL’nin 5.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 13.07.2020 tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihi olan 18.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesinin ve kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu,kendi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kadının boşanmanın fer'î yönündeki taleplerinin kabulünün hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesinin ve erkeğin davasının kabulünün, vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, tazminatların ve nafakaların miktarlarının yetersiz olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden doğru olduğu, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı talebi yönünden ise, kadın tarafından dava dilekçesinde dava konusu ziynet eşyalarına ilişkin usulünce herhangi bir vakıa bildirmediği, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar esas alınarak mahkemece, ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının tanıklarının ziynet eşyalarına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı,buna göre kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı-karşı davalı erkeğin istinaf isteminin ziynet alacağı davasına yönelik kabulü ile, ziynet alacağı davasına yönelik hüküm kısmının kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyası talebine yönelik davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili lehine tazminatlara hükmedilmesi, kadının tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; ziynet alacağı davasının reddinin ve erkeğin davasının kabulü ile kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminatların ve nafakaların miktarının yetersiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelınden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, boşanma davalarının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaların ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı davasının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun ) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci ve 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.