Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8963 E. 2023/63 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan mesaj kayıtlarının, davalı kadına ait olduğunun ispatlanamaması, diğer kusurlu davranışlar değerlendirildiğinde davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabulünü gerektirmesi ve bu husus gözetilmeden yapılan kusur belirlemesinin hatalı olması, ayrıca hatalı kusur belirlemesi sonucu, davalı kadının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesine ve yetersiz iştirak nafakasına karar verilmesinin de hatalı olması gerekçeleriyle, mahkeme kararının kusur belirleme, tazminat ve nafaka yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ailesine kötü davrandığını, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, eşine fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini ve erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap (karşı dava) ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, hakaret ve tehdit ettiğini, kadını başka kadınlarla kıyasladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, aşırı kıskanç olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi nedeniyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası ve 800,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve 800,00 yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 70.000,00 TL maddî tazminat, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, kadını aşağıladığı, eşini başka kadınlarla kıyasladığı ve eşinin ailesini arayarak kızlarını gelip almaları gerektiğini söylediği, kadını ortak konuttan kovduğu, kadının ise sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, bu durumun tanık ve telefon kayıtları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsıldığı, birliğin devamına olanak tanınmayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi hükmü gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, sosyal inceleme raporu içeriği, çocuğun yaşı dikkate alınarak ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu cumartesi günü saat dokuz ile pazar günleri saat on yedi arasında, yine her yıl bir temmuz saat dokuzdan otuz temmuz saat on yediye kadar kişisel ilişki tesisi ile, dini bayramların ilk günü sabah saat ondan ikinci günü saat on beşe kadar, milli bayramların yarım günü öğleden sonra, her yıl sömestr tatillerinin ikinci haftası cumartesi sabah saat dokuzdan takip eden cuma günü akşam saat on yediye , babalar günü sabah saat dokuzdan aynı gün saat on yediye kadar olmak üzere, baba tarafından çocuğun anne yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak erkek yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, hükme esas alınan mesajların kendisine ait olmadığı, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak erkek yararına tazminata hükmedilmesi ve kadının tazminat, nafaka taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin ekonomik durumunun iyi olduğu ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu, kişisel ilişki süresinin çok uzun olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi karar ve gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu, usul ve esas yönünden kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının uygun olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, manevi tazminatın miktarı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer''îlerine karar verilmiştir. Hükme karşı, davalı-karşı davacı kadın kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, kadına sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, birlik görevini ihmal ettiği vakıaları kusur olarak yüklenip boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul edilmişse de kadına kusur olarak yüklenen vakıalardan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği vakıalarına yönelik hükme esas alınan, asıl davada delil olarak dayanılan mesaj kayıtlarına yönelik ekran görüntülerini içerir fotoğrafların incelenmesinde, tarih ve numaranın tespit edilemediği, kadın tarafından yargılama sırasında sunulan dilekçelerde mesajların kendisine ait olmadığının savunulduğu, erkek tarafından mesajların kadına ait olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle ispatlanamayan bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

4.Boşanmada maddî ve manevî tazminata ilişkin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

5.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mâli gücü oranında 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yukarıda (3) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran kusurunun daha ağır olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmış, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları somut olayda kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde, kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilecek yerde, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

6.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

7.Yukarıda (3) numaralı parafrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek ağır kusurlu olup, ağır kusurlu eş yararına manevî tazminata hükmedilemez. Davacı-davalı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde davacı-davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat ve iştirak nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Yukarıda (3), (4), (5), (6) ve (7) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, erkek yararına hükmedilen manevî tazminat ile iştirak nafakası yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.