"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1485 E., 2022/739 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen tasarruf yetkisinin sınırlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne, tasarruf yetkisinin sınırlanması davasında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kusur gerekçesinin düzeltilmesine ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı- davacı kadın vekili tarafından tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı- davacının, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı tedbir nafakası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı- davacı kadının tedbir nafakasına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ...ve karşı taraf ... ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğin sahip bulunduğu menkul ve gayrimenkullere sahip olma hırsı ile erkeği sürekli taciz etiğini, erkeğin çalışma hayatına sürekli müdahale ettiğini, işyerinde çalışan elemanlarına müdahalede bulunduğunu, çalışanların işten ayrılmasına sebebiyet verdiğini, işletmenin düzenli çalışmasına engel olduğunu, ortağı bulunduğu şirkete ait otelin sezon kapanışından sonra erkeğin ortak haneye dönmesini engellediğini, erkeğin uzun süreden beri evinden ayrı yaşadığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına sürekli psikolojik baskı uyguladığını, yıllarca başka kadınlarla aldattığını, sürekli saldırgan tutum ve davranışlarını devam ettirip kadına psikolojik şiddet uyguladığını, hakaretlerde bulunduğunu, toplum içerisinde küçük düşürdüğünü, otele gelen devamlı müşterilere sürekli ailevi özel durumları anlatıp kadını terk edip boşanma davası açacağını söylediğini, erkeğe ilaç tedavisi ve psikolojik terapi uygulandığını, başka kadınlarla birlikte olarak sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, 2007 yılı sonrası Gambiya’ya gittiğinde orada kadınlarla birlikte olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 4.000.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; devam eden boşanma davasında erkek yönünden vasi tayini gerekip gerekmediği yönünden araştırma yapılmasına karar verildiğini, erkek hakkında uzman hastanece düzenlenen sağlık kurulu raporunda ayırt etme gücünü etkileyecek bir akıl hastalığı saptanmadığı ancak delüzyonel bozukluk saptandığı, kendisine yasal danışman atanmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirildiği, tarafların 2014 yılı sonlarına kadar birlikte yaşayıp o tarihten sonra tekrar ayrıldıklarını, erkeğin evlilik birliği süresince gelir gider dengeleri, finans ve kazanç konusu ile diğer ailevi değerler konusunda her zaman kapalı bir tutum sergilediğini, paylaşımda bulunmadığını, uzun yıllarca verilen mücadele sonucu elde edilen mal varlığını 2007 yılında Afrika'ya giderken sattığını, Afrika'da sahip olduğu mal varlığını da orada bırakıp Türkiye'ye geri döndüğünü, mevcutta olan mal varlığının da aynı riskle karşı karşıya olduğunu, birçok defa intihar girişiminde bulunduğunu, evden kaçtığını, psikiyatrik tedavi gördüğünü, mal varlığı üzerinde yanlış tasarruflarda bulunduğunu, banka hesaplarında yüklü parası, şirket ortaklıkları, adına kayıtlı ticari plakalı araçlar bulunduğunu, ailenin ekonomik varlığının korunması için erkeğin tüm mal varlığı üzerindeki tasarrufunun mahkeme kararı ile sınırlandırılmasını istediklerini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi gereği erkeğe şimdilik yasal danışman atanmasına, banka hesaplarındaki paraya, şirket hisselerine ve ticari taksi plakalarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeği aşağıladığı, "Sen yapamazsın, edemezsin...vs" gibi sözler söylediği, başkalarının yanında eşine birden çok kez "Şerefsiz gavat vs " diye hakaret ve rencide edici sözler sarf ettiği, erkeği eve almadığı, psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadını çalışanlara ve müşterilere kötülediği, "O kötü biri, onu dinlemeyin, herşeyime karışıyor, malım da gözü var...vs." şeklinde beyanlarda bulunduğu, birlik sorumluluklarını yeterince yerine getirmediği, uzun süreler ile evden ayrıldığı, evlilik birliğinin kadının az, erkeğin ise ağır kusuruna dayalı olarak sarsıldığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 5.000,00 TL yoksullluk nafakasına, kadının, erkeğin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin talebi hususunda 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında gerekli tedbirler alınmakla karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin güven sarsıcı davranışları olduğu, başka kadınlarla ilişkilerinin varlığı iddia edilmişse de; dosyaya sunulan Gambia'da çekilen fotoğrafların tarafların barışmalarından önceki tarihlerde çekildiği gibi yine tanık beyanlarında erkeğin başka bir kadınla öpüşmesine ait fotoğrafında 5-6 yıl önce çekildiği belirtilmekle tarafların bu olaylardan sonra barıştıklarının belirlenmesine göre İlk Derece Mahkemesince bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda, kadını çalışanlara ve müşterilere kötüleyen ve kadın hakkında "O kötü biri, onu dinlemeyin, herşeyime karışıyor, malım da gözü var...vs." şeklinde beyanlarda bulunan, birlik sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınan, uzun süreler ile nedensiz yere evden ayrılan erkek ile erkeğe "Sen yapamazsın, edemezsin..." ve "Şerefsiz gavat " diye hakaret ve rencide edici sözler sarf eden, erkeği eve almak istemeyen, psikolojik şiddet uygulayan kadının eşit kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmakla beraber hatalı kusur nitelendirilmesi nedeniyle koşulları oluşmadığı halde kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kadının çalışmadığı, ev hanımı olduğunu, erkeğin ise otel işletmeciliği yaptığı, İstanbul'da çalışan 2 adet ticari taksi plakasının varlığının tespit edilmesi karşısında boşanmayla yoksulluğa düşecek kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince yoksullluk nafakasına karar verilmesinin doğru ve miktarının da uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur tespiti ve kadının kabul edilen maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- davacı kadın vekilinin, tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
Davalı- davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
2.Temyiz olunan Adliye Mahkemesi kararının Bölge 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.