"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin evlilik birliği içerisinde ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, aile yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ilk evliliğinden olma çocuğuna fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, müvekkiline de sürekli hakaret ettiğini, can güvenliğinden şüphe duyduğunu, belirterek tarafların hem pek kötü davranış nedeniyle hem de evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası maddeleri uyarınca boşanmalarına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın evlenme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili süresi içerisinde sunduğu cevaba cevap dilekçesi ile dava dilekçesindeki beyanlarını yenilemiş, davalı-davacı erkeğin müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, güven sarsıcı davranışta bulunduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ... isimli kişinin ailecek görüştükleri bir kişi olduğunu belirterek dava dilekçesindeki taleplerinin kabulünü, davalı-davacı erkeğin ise taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı-davalı kadının beyanlarının çelişkili olduğunu, karşı tarafın müvekkilinin fikirlerine saygı göstermediğini, küfür ve hakaret ettiğini, ilk evliliğinden olan oğlunun da küfür ve hakaret ettiğini, davacı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarının olduğunu, ailesinden kimseyi ortak eve kabul etmediğini belirterek kadının davasının reddine, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili süresinde sunmuş olduğu ikinci cevap dilekçesi ile cevap dilekçesindeki beyanları tekrar etmiş, birleştirilmesine karar verilen dosyadaki dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı-davacı erkek vekili, asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilen ... Aile Mahkemesinin 2018/83 esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının müvekkiline saygı göstermediğini, toplum içerisinde aşağılayıcı söz ve davranışlarda bulunduğunu, küfür ve hakaret ettiğini, öldürmekle tehdit ettiğini, barlarda ... olarak çalışan birisi ile arkadaşlık yaptığını, ilk evliliğinden olma çocuğunun da müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, müvekkilini öldürmekle tehdit ettiğini, davacı davalı kadının yatak odasını ayırdığını, güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunu, başka biri ile gece vakti uzun süren telefon görüşmeleri yaptığını, başka erkeklerle mesajlaştığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafın da evlilik birliği içerisinde borçlandığı, davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına bir kez fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun ... Devlet Hastanesinden alınan 14.12.2017 tarihli raporla ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/14512 Soruşturma numaralı dosyası sabit olduğu buna karşın, davacı-davalı kadının da evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu hususun dinlenen tanık beyanları ve telefon kayıtları ile ispatlandığı böylelikle tarafların eşit kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına bir kez fiziksel şiddet uygulamasının pek kötü muamele olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine varıldığından asıl davada davacı davalı kadının pek kötü muamele nedeniyle açmış olduğu boşanma davasının reddine, asıl ve birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına anılan Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca aylık 250 TL tedbir nafakasına, davacı davalı kadının yoksulluk nafakası, davalı-davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin şartları oluşmadığından reddine, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin de tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olmaları nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda karşı tarafın tamamen kusurlu olduğu, müvekkilinin kusurlu bir davranışının ispat edilmediği, karşı tarafın eylemleri nedeni ile müvekkilinin işletmesinin kapandığını bu nedenlerle dava dilekçesinde talep ettikleri yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan soruşturma, toplanan deliller, kadın hakkında alınan adli rapor, HTS kayıtları ve dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına göre; davacı davalı kadının sadakat yükümlülüğünden kaynaklı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı-davacı erkeğin ise, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğu, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğu, yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre, tarafların sürekli ve düzenli gelir getiren bir işlerinin mevcut olup, gelirlerinin birbirlerine denk olduğu, taraflar lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan davacı davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili tarafında temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesi ile istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı-davacı erkeğin birleşen davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun bulunup bulumadığı, davacı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.