Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9129 E. 2023/364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile nafakaların miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları dikkate alınarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı davacı kadının asılsız olarak müvekkili hakkında tehdit suçundan adli mercilere başvuruda bulunduğunu, aile içerisinde yaşanan olayları annesine anlattığını, annesinin evliliğe müdahale ettiğini, davalı-davacı kadının ortak konutu terk ettiğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, ortak çocuğu müvekkiline göstermediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın kötü niyetle açıldığını, davalı-davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, derdest boşanma davası olması nedeni ile eldeki davanın derdestlik nedeni ile reddedilmesi gerektiğini, davalı-davacı kadının müvekkilinin ailesi ile görüşmediğini, annesinin müvekkili ile tartışma çıkardığını, müvekkilinin Kürt olması nedeni ile davalı davacı kadının annesinin küçük ve hor gördüğünü belirterek davalı-davacı kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi davalı kadına 06.08.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş davalı-davacı kadın tarafından yasal süre içerisinde davaya cevap verilmemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin müvekkilini tehdit ettiğini, küfür ettiğini, psikolojik baskı yaptığını, ailesine aşırı düşkün olduğunu, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, müvekkiline kötü davrandığını, ailesinin müvekkilini evden kovduğunu, davacı-davalı erkeğin müvekkilinin annesine de hakaret ettiğini, müvekkilini önemsemediğini, kızlarına hakaret ettiğini, ablası ile konuşmadığını, ailesinin ortak haneye gelmesine izin vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, eşinin ailesinin ortak konutun bulunduğu sokağa taşındığını, sürekli evlerine gelip gittiğini, özel hayatlarının kalmadığını, zorla elinden kartlarını aldığını, müvekkilinin namusuna laf ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sürekli boşanacağını söylediğini, eşyaları satmaya kalktığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakaya yıllık %25 arttırım yapılmasına, müvekkili yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin, eşini ailesinin evine bıraktığı ve biraya gelmek istemediği, eşine küfür ettiği, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, davalı-davacı kadının ise eşinin rızasını almadan tayin talebinde bulunduğu, eşini adli mercilere şikayet ederek tayin talebini gerçekleştirdiği, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, eşinin geçirdiği sağlık sorunları sonrasında eşi ile ilgilenmediği, eşine küfrettiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 300,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurun davalı-davacı kadında olduğu, dava dilekçesinde iddia edilen tüm hususların ispat edildiği, mahkemece tarafların eşit kusurlu sayılması ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, boşanma davası kabul edilmesine rağmen vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine hüküm altına alınan nafakaların fahiş olduğunu belirtilerek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakaların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakasının düşük olduğu, müvekkili yararına süresiz 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden ilk derece mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davanın kabulüne karar verilmesine rağmen, davalı-davacı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bunun yanında İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların yanında davacı-davalı erkeğin eşine ekonomik şiddet uyguladığının sabit olduğu bu kusurun eklenmesine, buna karşın ilk derece mahkemesinin davalı-davacı kadına yüklediği eşinin sağlık sorunları ile ilgilenmeme kusurundan sonra evliliğin devam ettiği, hakaret kusuruna ise davacı-davalı tarafça dayanılmadığı, kadının eşini haksız yere şikayet ettiği kusurunun ise ispatlanmadığı, anılan kusurların gerekçeden çıkartılmasına gerekçenin bu şekilde değiştirilmesine, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile davalı-davacı kadın yararına 25.000,00 maddî, 25.000,00 manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, davacı-davalı erkek yararına kabul edilen davası için 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmiş, tarafların sair istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, müvekkiline yüklenen kusurların ispat edilemediği, davalı-davacı kadının haksız yere müvekkilini şikayet ettiği ve tehditten yargılanıp beraat ettiği, davalı-davacı kadının annesinin müvekkile hakaretten ceza aldığı, kadının eşinin sağlık sorunlarına kayıtsız kaldığının sabit olduğu, boşanmaya neden olan asıl olayın davalı-davacı kadının tayini çıkartmak amacı ile asılsız şikayetler bulunma fiili olduğunu belirtilerek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, davalı-davacı kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile ortak çocuk yararına hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakasın miktarı ile davacı-davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 174 üncü ve 182 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.