"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/686 E., 2022/820 K.
DAVA TARİHİ : 27.07.2020 - 11.10.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/236 E., 2022/80 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 05.09.2013 tarihinde evlendiğini, tarafların ergin olmayan bir ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına sürekli olarak hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hastalığı ile ilgilenmediğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, kadının, babasının ve kardeşinin, erkeği tehdit ettiklerini ve erkeğe fiziksel şiddet uyguladıklarını, kadının ortak konutu terk ettiğini, ortak çocuğu kötü davrandığını savunarak ve iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 2020/217 Esas, 2020/250 Karar sayılı ve 02.09.2020 Tarihli kararı ile tarafların sundukları anlaşmalı boşanma protokolü gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 2020/1408 Esas, 2021/805 Karar ve 27.05.2021 tarihli kararı ile tarafların anlaşmalı boşanma iradesinden hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dönebilecekleri, davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinin anlaşmalı boşanma iradesinden vazgeçme niteliğinde olduğu ve taraflar arasındaki boşanma davasının çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına hakaret ettiği ve birlik görevlerini ihmâl ettiği, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu davranışın ispatlanamadığı, bu durumda taraflar arasında ortak hayatı sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukla baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü haftasında cumartesi günü saat on ile pazar günü saat on dokuz arasında, dini bayramların ikinci günleri saat on ile on dokuz arasında, babalar gününde aynı saatler arasında, her yıl sömestr tatilinin birinci günü saat on ile yedinci günü saat on dokuz arasında, her yıl nisan ve kasım ayı ara yıl tatillerinde tatilin ilk günü saat on ile yedinci günü saat on dokuz arasında ve yaz tatillerinde bir ağustos günü saat on ile otuz bir ağustos günü saat on yedi arasında olmak üzere kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına ve 350,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının boşanmakla eşinin maddî desteğini yitireceği, paranın alım günü, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına 8.000,00 TL maddî tazminat, 9.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin erkek aleyhine hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulduğu, erkeğin ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediği, sorumsuz olduğu, kurulan kişisel ilişkinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması ya da yatılı olarak kalması yönünde verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, çeyiz eşyası alacağı yönünden hüküm kurulmadığı belirterek tazminat ve nafaka miktarları, kişisel ilişki ve çeyiz alacağı talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, bu nedenle kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakaları ödeme durumu olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile ilgili kurulan hükmün de usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadın vekilinin maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin süresinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince süresinden sonra sunulan bu talepler ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında uzun süreli olduğu gerekçesiyle; davacı-karşı davalı kadın vekilinin maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında, her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günleri saat on birden pazar günleri saat on sekize kadar, dini bayramların birinci günü saat ondan ikinci günü saat on sekize kadar, her yıl yarı yıl tatilinin birinci günü saat on birden yedinci günü saat on sekize kadar, her yıl bir ağustos günü saat on birden on beş ağustos günü saat on sekize kadar on beş gün süre ile kişisel ilişki kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise yerinde olmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte tazminatlar, nafakalar, kişisel ilişki ve çeyiz alacağı talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte kusur belirlemesi, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, kusur belirlemesi, davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından yasal süresi içerisinde maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunup bulunulmadığı, ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarı ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir durumun mevcut olup olmadığı, kişisel ilişki süresi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri ile ilgili düzenlemenin doğru olup olmadığı ve çeyiz alacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 141 inci maddesi 176 ıncı ve devamı maddeleri, 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 nci, 52 nci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.