"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/194 E., 2022/1697 K.
DAVA TARİHİ : 04.07.2018
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden esas hakkında karar verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/621 E., 2021/873 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından zina nedenine dayalı boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, karşı davanın kabulü, tazminatların reddi yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin zina davasının kabulüne, erkek yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf talepleri ise esastan reddedilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafakaların miktarına ilişkin hüküm davalı- karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı-karşı davacı kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafakaların miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekilllerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı-karşı davacı kadının hakaret ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini,zina yaptığını, aileye yönelik ilgisiz olduğunu, annesinin kontrolünde hareket ettiğini, gelirini eve harcamadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı, 161 inci ve 163 üncü maddeleri gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 2500,00 tedbir ve iştirak nafakasına, 250.000,00 maddî, 250.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı- karşı davalı erkeğin alkol bağımlılığının olduğunu, eşyalara zarar verdiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ailesini ihmal ettiğini, evin giderlerine katılmadığını, başka bayanla mesajlaşmasının olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 2018 ocak ayında cinsel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, 06.05.2018 tarihinde şiddet ve hakaret eylemlerinde bulunduğunu iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 2500 tedbir ve iştirak nafakasına, 500.000 maddî, 750.000 manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 inci ve 163 üncü maddelerine dayanan davalarının ispatlanmadığı, davacı-karşı davalı erkeğin sadakatsizlik iddiasına konu olayı 2018 yılı ocak ayın da öğrendiği dinlenen tanık beyanlarından erkeğin kadına daha yakın davranmaya başladığı, tanıkların bizzat görgüye dayalı beyanlarında kadına çiçekler aldığı, aralarının iyi olduğu, herhangi bir tartışmaya şahit olmadıkları, yine kocanın evliliğini kurtarmak için eşine ve ailesine yakın ilgi alaka gösterdiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal olsa bile artık erkeğin bu durumu affetmiş sayılacağı, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre yapılan değerlendirmede davalı-karşı davacı kadının, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin de kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, buna göre tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 163 üncü maddeleri uyarınca açmış olduğu boşanma davalarının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesi birinci fıkrası uyarınca açmış oldukları boşanma davalarının kabulüne ve boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı- karşı davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı-karşı davalı erkek vekili; zina nedenine dayalı boşanma davasının reddinin, kusur belirlemesinin, velâyetin anneye verilmesinin ve karşı davanın kabulü ile tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı-karşı davacı vekili; asıl davanın kabulünün, kusur durumunun ve tazminat taleplerinin reddinin, hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının yanı sıra, davalı-karşı davacı kadına ait ikinci bir telefonun olduğu, bu telefonla İ. K isimli kişi ile yazışmalarının olduğu, 23.06.2017 tarihinde kadının Gaziantep'te bulunan otele 13.47 'de, İbrahim isimli kişinin 13.48'de giriş yaptıkları, kadının 206, İbrahim'in 213 nolu odada kaldığı, aynı gün kadın ile İ. K arasında telefon görüşmesinin olduğu, kadının ertesi gün 04.56'da İbrahim'in ise 07.44'de otelden ayrıldığı, İbrahim'le olan mesajlaşmalarında kadının aylık nöbet çizelgesini mesaj olarak gönderdiği, her iki tarafın Gaziantep'te ikamet etmesine rağmen il içinde otelde kalmalarına ilişin makul bir açıklama getiremedikleri anlaşıldığından, kadının zinasının ispatlanmış olmasına rağmen, zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulü yerine reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle, erkeğin zina nedenine dayalı davasının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden verilen karar gereğince davacı-karşı davacı erkeğin zina nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne, gerçekleşen kusur durumuna göre, davacı-karşı davalı erkeğin az kusurlu, davalı-karşı davacı kadının ise ağır kusurlu olduğunun tespitine,erkek yararına 75.000,00 maddî, 75.000,00 manevî tazminat ödenmesine, erkeğin sair, kadının tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin, velâyetin anneye verilmesinin, tazminatların miktarının hatalı olduğunu, müvekkil lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, tedbir nafakasının hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet tazminatların miktarı, tedbir nafakası ve vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının kabulünün, kusur belirlemesinin, erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve kendi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkek yararına maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesi, kendi tazminatlarının reddi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelınden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, erkeğin zina hukuki nedenli davasının kabulü ile erkek lehine tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın lehine tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, tek harçla ayrı ayrı sebeplerle açılan boşanma davalarının kabulü veya reddi halinde ayrı vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği, buradan hareketle davacı-karşı davalı erkek lehine zina hukuki nedenli davanın kabulü nedeniyle vekâlet ücreti hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi hükümleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 161 inci, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı kadın vekilinin nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.