Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9203 E. 2023/129 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve varsa kusurun kimde olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili 27.09.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 16 yıldır evli olan tarafların iki çocukları bulunduğunu, erkeğin bu süre boyunca ailesinden ayrı ev açmadığını ve ailesi ile aynı konutta kaldıklarını, erkeğin düzenli bir gelirinin olmadığını, eş ve çocuğuyla ilgilenmediğini, yalnız bıraktığını, şiddet uyguladığını, kadının akrabalar ve komşuları konutlarına geldiklerinde kadını rahat bırakmayarak mahcup ettiklerini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına ve velâyetin kendisine verilmesini, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili 23.10.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, yaşanan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, taraflar arasında 2017 yılına kadar önemli sorun yaşanmadığını, sonrasında kadından ve ailesinden kaynaklı sorunlar yaşandığını, yatağını ayıran kadının erkekten uzaklaştığını, aşağılayıcı sözler söylemeye ve küçümsemeye başladığını, panik atak rahatsızlığı sonrasında ilaç kullanmaya başlayıp bıraktığını, giyimini değiştirdiğini, telefonda vakit geçirmeye başladığını, ... isimli bir şahsın kadına çiçek gönderdiğini farkettiğini, bulunduğu yerler konusunda yalanlar söylediğini, yabancı erkeklerle görüştüğünü, sadakat ve güven duygusunu ortadan kaldırdığını, evi terk ederek dönmediğini, erkeğin çabalarının sonuçsuz kaldığını, ailesinin de bu süreçte çözüm odaklı yaklaşmadıklarını, ayrı ev oluşturulmaması nedeniyle bu güne kadar sorun yaşanmadığını, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığına ilişkin yeterli kanaat oluşmamış olup bu hale ve tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen davranışlarına göre evlilik birliğindeki geçimsizliğe neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğu, davalıya atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığı, tarafların ayrı yaşadıkları, davalının boşanmayı kabul etmediği, müşterek çocukların da anne ve babalarının boşanmasını istemediğini beyan ettikleri, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte davalıdan kaynaklanan bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve delil tespit edilemediği, tanık beyanları da dikkate alındığında çekilmezlik ve temelden sarsılma durumunun davada gerçekleşmediği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartlar oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bağımsız konut temin edilmemesinin boşanma sebebi olduğunu, davanın tanık beyanları ile sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, kadının yaşanan olaylarda kusurlu olduğu belirtilmiş olmasına karşın kadına hangi kusurların yüklenildiğinin karar gerekçesinde gösterilmemesinin, yetersiz gerekçe ve karar gerekçesinde çelişik ifadelere yer verilmesinin isabetli olmadığı, erkeğin ailesinden bağımsız konut oluşturmadığı, kadını ailesi ile birlikte oturmaya mecbur ettiği, kadının ise nerede olduğu konusunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, eş ve çocuklara ilgi göstermediği, gerçekleşen bu kusurlara göre de tarafların eşit derecede kusurlu olduğu, mahkemece kadının yasal koşulları gerçekleşen boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekir iken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilerek, yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk 2009 doğumlu ...' un baba yanında kaldığı ve baba yanında kalmayı istediği dikkate alınarak velâyetinin babaya bırakılmasına, anne ile arasında kişisel ilişki tesisine, kadının velâyet talebi yerinde görülmediğinden tedbir ve iştirak nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarını ispat edemediği, bağımsız konut temin edilmesini talep ettiğini ispatlayamadığını, sadakatsiz olduğunun dosyaya sunulan kamera görüntüleri ve ikrarı ile sabit olduğu, aile efradına karşı hakaretlerinin de sosyal medya yazışmaları ile sabit olduğunu, olaylarda tam kusurlu olduğundan dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi, 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.