"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1619 E., 2022/1444 K.
DAVA TARİHİ : 17.09.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/701 E., 2022/389 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğünü sürekli ihmal ettiğini ve başka bir kadınla bir çok kez cinsel birliktelik yaşadığını, müvekkiline evliliğine başından beri sürekli şiddet uyguladığını, kazandığı parayla evi ve ailesi ile ilgilenmekten ziyade alkol almak ve üçüncü şahıslarla harcamayı tercih ettiğini, müvekkili ve ortak çocuklar ile neredeyse hiç ilgilenmediğini, sürekli alkol aldığını, davalının ailesinin müvekkilini kabul etmediklerini, davalının müvekkilini hiçbir zaman eş olarak görmediğini, ilgi göstermediğini, davalının sürekli yurt dışı seyehatleri yaptığını, müvekkili ile çocukları tek başına bıraktığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 4.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evliliklerinin başından itibaren davacı karşı davalı kadının sürekli huzursuzluk çıkarıp müvekkilinden aşırıya kaçan isteklerde bulunduğunu, eşine sevgi ve saygı göremediğini, müvekkilinin ailesine yönelik türlü hakaretlerde bulunulduğunu, ayrıca eş olarak üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini, kahvaltı hazırlamadığını, ev temizliğine dikkat etmediğini, kendi kişisel temizliğine dikkat etmediğini, evlilik birliğini temelden sarsan davacı karşı davalı kadının saygısız ve yakışıksız davranışları olduğunu, müvekkilinin aşağılanarak da psikolojik şiddete maruz bırakıldığını, ayrıca kadın tarafından müvekkilinin ailesine de saygısız davranıldığını ve müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, müvekkilinin ailesine karşı ağır hakaretlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında kadının tam ve asli kusurlu olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe ait olduğu kabul edilen sosyal medya görüşme kayıtlarında erkek ile üçüncü kişi arasında ilişki yaşandığına dair konuşmaların 2014 yılına ait olması ve sonraki tarihlerde zina eyleminin varlığının ispatlanamadığından dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma isteğinin reddine karar verildiği, dosya kapsamında toplanan deliller neticesinde; erkeğin; eşini özel günlerde yalnız bıraktığı, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, eşi ve çocuklarını uzun süreli yalnız bıraktığı, çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, yabancı uyruklu kadınla eşini aldattığı, buna karşın kadına isnat edilen kusurlu eylemlerin dosya kapsamında toplanan deliller ile ispatlanamadığı, bu surette, yaşanılan olaylar neticesinde taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, meydana gelen geçimsizlikte erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı, boşanmakla kadının eşinin maddî desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, meydana gelen olayların mahiyeti, kusur durumları ve derecesi, kişilik haklarına yapılan saldırının mahiyeti, paranın alım gücü ile ihlal edilen ve beklenen menfaat dikkate alınarak ve ayrıca hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, dosya kapsamı nazara alınarak ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine karar verildiği, velâyet verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğundan ve ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceğinden annesi yanında bulunan ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının zina sebebine dayalı davasının reddine, kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.500,00'er TL tedbir ve 2.000,00'er TL iştirak nafakasına, kadın yararına 90.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, zina sebebine dayalı davasının reddi, tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilllerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, zina sebebine dayalı davasının reddi, tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2-Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin ve kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açtıkları davaların kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata, ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.