"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından; yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve manevî tazminatın miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak manevî tazminat yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
İlk Derece Mahkemesince, kusur belirlemesine ve kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin olarak verilen hüküm davalı erkek istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında memleketleri ...’da evlendiklerini, evlendikten sonra ... merkezde kiralık eve çıktıklarını, ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle tüm eşyalarını satarak turizm sektöründe çalışmak üzere 2019 yılı Nisan ayında ...'ya yerleştiklerini ve otellerde çalışıp otel lojmanlarında kaldıklarını, ancak ...'da ortak yaşamın başlaması ile anlaşmazlıkların da başladığını, davalının davacıya fiziksel şiddet uygulamaya başladığını, ilgisizliğinin arttığını, doğru düzgün çalışmadığını, girdiği işlerde sebat etmediğini, aldığı az miktardaki parayı da kendisine harcadığını, en son davalının davacıdan habersiz olarak işten ayrılıp memleketi ...’ya döndüğünü, turizm sezonunun kapanmasıyla birlikte davacının da işsiz kaldığını ve annesinin yanında yaşamaya başladığını beyanla tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2018 yılında kaçarak evlendikleri, memleketleri olan ... iline yerleştikleri, bir süre sonra iş bulup çalışmak için ...'ya geldikleri ve otellerde çalışmaya, aynı zamanda otel lojmanlarında kalmaya başladıkları, ancak işlerinin sürekli olmadığı, davacının beyanlarına ve tanık anlatımlarına göre davalının çalıştığı işlerde sebat etmediği, kendi başına memleketine geri döndüğü, davacının da turizm sezonunun kapanmasıyla nedeniyle işsiz kaldığı, davalı ile ortak bir haneleri de olmaması nedeniyle annesinin yanına gittiği, bir süre kadın sığınma evinde kaldığı, tarafların bir araya gelmek için herhangi bir çabalarının da olmadığı, yine davacı tanıklarının yeminli anlatımlarına göre görüntülü telefon görüşmelerinde davacının yüzünde darp izi gördükleri, davacının da davalının yaptığını söylediği anlaşılmakla davalının davacıya fiziksel şiddet uygulaması, evlilikleri süresince müstakil bir konut açmayarak otel lojmanlarında kalmaları ve davacıyı bırakarak memleketine dönmüş olması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve geçimsizliğin meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davalının bu kusurlu eylemlerinin aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden somut olayda davacı kadın yararına manevî tazminat koşullarının gerçekleştiği, kadının sigortalı olarak çalıştığı, erkeğin de asgari ücretle garson olarak çalıştığı, davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakası takdirine, davacı kadın yararına 7.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve manevî tazminatın miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu, tarafların gelir durumlarının birbirine denk olduğu da dikkate alındığında davacı kadının diğer istinaf istemlerinin ise yerinde görülmediği gerekçesi ile davacı kadının istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kabul edilen istinaf talebine yönelik ilgili bendinin kaldırılmasına, yerine esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle; davacı kadın yararına talep gibi 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı kadının sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kısa süren evlilik birliğinin sona ermesinde davacı kadının tam kusurlu olduğunu, davacının nikahtan önce ortak kararları doğrultusunda ...'da yaşamayı kabul etmesine rağmen, sonrasında sürekli olarak çeşitli bahanelerle ...'da bulunan ortak konutlarından ayrılarak sürekli ...'da bulunan kök ailesinin yanına gidip geldiğini, tarafların en azından eşit kusurlu sayılmaları gerektiğini, evliliğin bu aşamaya gelmesinde en azından eşit kusurlu sayılması gereken davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevî tazminat miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin manevî tazminatın miktarına yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.