Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9303 E. 2023/156 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, tazminat ve nafaka taleplerinin hukuka uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve usule uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı karşı davalı erkek vekili 11.04.2019 tarihli dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 162 inci maddesi uyarınca boşanma 50.000,00 TL maddî ile 150.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek dilekçesinde özetle, tarafların yaz tatilinin tümünü kadının ailesiyle geçirdiklerini, kadının ailesinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle tartışmalar yaşadıklarını, evliliğin psikolojik zorluklar ve tartışmalarla geçtiğini, kadının müvekkilinin ailesini ziyaret etmemek için sürekli bahaneler uydurduğunu, müvekkilini aile üyelerinden izole etmeye çalıştığını, müvekkiline kendi aile kültürünü empoze etmeye çalıştığını, müvekkilinin arkadaşlarıyla vakit geçirmesini kısıtladığını, kayın validenin evliliğe müdahale edip müvekkilini sözlü olarak taciz ettiğini, müvekkilinin maddî gücünü aşan bir siteye taşındıklarını, müvekkilinin torunlarını görme hususunda sorunlar çıkarttığını, ortak konuta gelmelerinin engellenmeye çalışıldığını, evliliğin devamı için çaba göstermediğini, kadının psikiyatriste gidip verilen ilaçlarını kullanmadığını, sonrasında tedaviyi reddettiğini, müvekkili hakkında şüpheli düşüncelere dalıp olmayan olguları var gibi gösterip suçlayarak hakaret ettiğini, annesinin etkisinde kalarak hareket ettiğini iddia etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin psikolojik, dengesizlikleri ve alkole düşkünlüğü nedeniyle evliliğin çekilmez hale geldiğini, erkeğin eşine psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin tatile para harcamamak için ailesinin yazlığında tatil yaptıklarını, müvekkiline değer vermediğini, ailesinden uzaklaştırmaya çalıştığını, erkeğin ve ailesinin müvekkilinin anneliğini eleştirerek hakaret ettiklerini, saygısız davrandığını, aşağılayıcı davranışlarda bulunduğunu, psikolojik rahatsızlık yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, çocuğun . vatandaşı olması için müvekkilinin .'ye gitmesinin dahi erkek tarafından takdirle karşılanmadığını, eşine psikolojik baskı uyguladığını, hacı olan müvekkilinin babasının yanında sigara içip dolaba rakı koyduğunu, müvekkiline ... attığını, müvekkilinin kartından 5.000,00 TL habersizce kullandığını, kontrolsüz harcamlar nedeniyle borç yaptığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, çocuk yararına 5.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 150.000'er TL maddî- manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı eşine ben seni boşayacağım, seni mahkemeye vereceğim, seni istemiyorum dediği, tarafların bu tartışmadan sonra ayrı yaşamaya başladıkları ve tekrar bir araya gelmedikleri, davacı-karşı davalının ise alkol kullandığı, alkol kullandığı zamanlarda kendisini kaybettiği ve agrasif olduğu, kadının annesine sen ve eşin bana hesap vereceksiniz ben kimim biliyor musun şeklinde tehditlerde bulunduğu, yine davalı kadına arkadaşlarının yanında sen kimsin, sen ne oluyorsun, şişkosun şeklinde küçük düşürücü sözler söylediği, taraflar arasında yaşanan bu olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların birbirlerine yönelik davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve tarafların bundan sonra tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı gibi taraflar arasında yaşanan olaylardan sonra tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın da anlamsız olacağı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının sübut bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, velâyetin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için 1.000,00 TL tedbir, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, nafaka, maddî ve manevî tazminatın esası ve miktarları, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, tazminatların reddedilen kısımları açısından yararlarına vekâlet ücretine hükmedilmemesi, kişisel ilişki süresi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; çocuğun yaşı itibariyle yatısız kişisel ilişki kurulması ve iştirak nafakasının artırılması belirterek kişisel ilişki ve iştirak nafakası yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tesis edilen kişisel ilişki ve süresi, müşterek çocuğun yaşı, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimi, babanın anayasal hakkı olan çocuğu ile birbirini tanımak, iyi ilişki kurmak ve manevi bağlarının devamını sağlama açısından yeterli ve doyurucu nitelikte olduğu gibi çocuğun yüksek yararına da uygun olduğu, yargılama giderinin davada haksız çıkan taraftan alınacağı, vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden olduğu, davası kabul edilen kadın lehine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, boşanma davası ile birlikte talep edilen ve boşanmanın fer'isi niteliğinde olan maddî ve manevi tazminat istemleri ile nafaka taleplerinin ayrıca harç ve vekâlet ücretine tabi olmadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince kadının tazminat talebinin reddedilen kısmı yönünden erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği, ilk derece mahkemesi kararında diğer yönlerinden de isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; karşı davanın kabulü, nafaka, maddî ve manevî tazminatın esası ve miktarları, kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, tazminatların reddedilen kısımları açısından yararlarına vekâlet ücretine hükmedilmemesi, kişisel ilişki süresi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tazminatlar ve nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayıl Kanun'un 166 ncı maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.