Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9307 E. 2024/755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünün davacı kadının iradesi sakatlanarak imzalandığı iddiasıyla açılan yargılamanın iadesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma davasında hakimin tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesinin yeterli olduğu, davacının iddiasının yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1364 E., 2022/745 K.

DAVA TARİHİ : 05.07.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/121 E., 2019/221 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekilleri Avukat ..., Avukat ... ve Avukat ... ile karşı taraf davalı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 09.01.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul 4. Aile Mahkemesinin 2017/487 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu anlaşmaya esas alınan protokolün davacının iradesi sakatlanarak imzalatıldığını, tarafların gerçekte boşanma niyetinde olmadıklarını, boşanmanın ve protokolün iptalinin gerektiğini belirterek yargılamanın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesi sebeplerinin kanunda tahdidi olarak sayıldığını, kanunda belirtilenler dışında yorum yolu ile yeni bir neden kabul edilemeyeceğini, somut olayda yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirisinin varit olmadığını belirterek yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın incelenmesinde dava tarihinin 05.07.2017 olduğu, 17.07.2017 tarihinde tarafların dosyaya sundukları protokol uyarınca anlaşmalı boşanmalarına karar verildiği, ilgili kararın 04.08.2017 tarihinde kesinleştiği, anlaşmalı boşanma davasında boşanma kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasının şart olduğu, boşanma kararı verilebilmesi için iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirilmesinin yeterli olduğu, Mahkemece tarafların ne saikle boşanmak istediklerinin denetlenemeyeceği, anlaşmalı boşanma davasında tarafların boşanmanın sebebini açıklama zorunluluğu olmadığı, somut olayda tarafların iradesinin evlilik birliğini sona erdirmek olmadığının, mal varlığına yönelik tehditlerden korumak amacıyla evlilik birliğinin sonlandırıldığının iddia edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesinde yargılanmanın iadesi yoluna hangi şartlarda gidilebileceğinin açıklandığı, davacının iddiasının yargılanmanın iadesi sebeplerinden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılamanın iadesi talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;6100 sayılı Kanun'un 374 üncü ve devamı maddelerinde yargılamanın iadesi sebeplerinin tahdidi olarak sayılmış olduğu, kesinleşmiş olan hükümlere karşı başvurulan istisnai ve olağanüstü bir kanun yolu olduğu, davalı ile boşanma ve fer'ilerinde anlaştıklarını belirterek anlaşmalı boşanma davası açan davacının, dava dilekçesinde, evlilik birliğinin sarsılmasına dayanak vakıaları bildirmesi gerekmediği gibi, böyle bir vakıa bildirmiş olsa bile bunun hangi delillerle ispat edileceğine ilişkin bir delil bildirmesi de gerekmediği, tarafların anlaşmalı olarak boşanma taleplerinde, Mahkemece tarafların boşanma nedenleri ve delilleri sorgulanmaksızın hakim önünde bizzat açıkladıkları irade beyanları ile karar verildiği, anlaşmalı boşanma davası kararı sonrasında karar kesinleştirilmeden önce tarafların iradelerinin fesada uğradığına ilişkin müracaatları söz konusu olabileceği, bu şartlar altında İlk Derece Mahkemesince yargılamanın iadesi talebine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, eksik ve yetersiz inceleme yapıldığını, davalının hileli davranışları sonucu müvekkilinin anlaşmalı boşanmayı kabul ettiğini, müvekkilinin iradesinin hile ile sakatlandığını, gerçek iradesinin boşanma olmadığını, boşanma ilamının iptali ile anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına çevrilerek yargılamaya devam edilmesi aksi takdirde anlaşmalı boşanmaya ilişkin ilamın mal rejimi tasfiyesi bakımından geçerli olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; yargılamanın iadesi talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci, 375 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1.Davacı, davalı ile İstanbul 4. Aile Mahkemesinin 2017/487 Esas sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolünün kendisine iradesi sakatlanarak imzalatıldığını bildirerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuş; İlk Derece Mahkemesince anlaşmalı boşanma davalarında saikin incelenemeyeceği, tarafların serbest iradeleri ile beyanda bulundukları, davacının iddiasının yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi irade fesadının boşanma davasında karar kesinleşmeden önce müracaat edilmesi halinde incelenebileceğini belirterek davalının istinaf itirazını esastan reddetmiştir.

2. İstanbul 4. Aile Mahkemesinin 2017/487-515 sayılı dosyasında taraflar anlaşmalı olarak boşanmışlar, davacının da imzaladığı anlaşma protokolüne göre davacı nafaka, tazminat, eşya, mal rejiminden kaynaklı alacak talebinde bulunmamış ve bu husus hükmün 4 üncü fıkrasına geçirilmiştir. Davacı, bu protokolün davalının aldatması (hilesi) sonucu tarafından imzalandığını iddia ederek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmaktadır. HMK'nın 375/h fıkrasına göre lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması yargılamanın yenilenmesi sebebidir.

3. TMK'nın 5 inci maddesine göre Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. TBK'nın 36 ncı maddesine göre ise taraflardan biri diğerinin aldatması (hilesi) sonucu bir sözleşme yapmış ise yanılması esaslı olmasa bile sözleşme ile bağlı değildir. Aldatmada, irade ile beyan arasındaki uyumsuzluk iradenin oluşması aşamasında gerçekleşmektedir. Sözleşmenin kurulması için gerekli irade, sakat olarak oluşmuştur. Bu nedenle de, aldatma bir saik yanılmasıdır. TBK'nun 32 nci maddesinde saikte yanılma esaslı sayılmamasına rağmen, belirli koşullar altında esaslı sayılması temel yanılması olarak adlandırılmaktadır. Bu halde geçersizliğe yol açabilecektir.

4. Bu durumda, gerek İlk Derece Mahkemesi, gerekse Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacının iradesinin yanıltılma nedeni ile sakatlandığına ilişkin delillerini incelemeksizin "saikin incelenemeyeceği" ve "karar kesinleşmeden önce müracaat gerektiğine" yönelik gerekçe ile HMK'nın 375/1-h ve TBK'nun 32-36 ncı maddelerini göz ardı ederek ret kararı vermesi yerinde olmadığından kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.