"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/653 E., 2022/1018 K.
DAVA TARİHİ : 05.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/115 E., 2020/18 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, tarafların evlendiklerinde davacının ailesi ile birlikte köyde iki katlı müstakil evde oturma konusunda anlaştıklarını, ancak davalının artık köyde yaşamak istemediğini söylediğini, bu nedenle sürekli küslük çıkarttığını, davacının ailesi ile görüşmemeye başladığını ve davacının da ailesiyle görüşmesine engel olduğunu, davacıyı intihar edeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, arada sinir krizleri geçirmeye başladığını, müşterek çocukları şiddet uyguladığını, çocuklara davacının anne ve babasını kastederek eğer dışarıya çıkarsanız, deli adam deli kadın sizi yer, sizi kaçırır, sizi keser dediğini beyan ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin davacıya tevdiine, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının köyde geçici bir süre kalmayı kabul ettiğini, ancak davacının ayrı ev tutacağına söz vermesine rağmen sözünü tutmadığını, gece geç saatlerde eve gelmeye, davalı ve müşterek çocuklarla ilgilenmemeye, kendi ailesi ile daha çok ilgilenmeye başladığını, aksine küsen tarafın davacı olduğunu, taraflar arasındaki en küçük tartışmada davacının abisinin gidin dilekçe verip boşanın dediğini, davacı ve ailesinin sürekli şiddetine maruz kaldığını, davalının müşterek çocuklara şiddet uygulamadığını, ileri sürerek davanın reddine, davanın kabulü halinde müşterek çocukların velâyetlerinin davalıya tevdiine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL, davalı için aylık 3.000,00 TL nafaka ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline ayrıca düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıya iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyet haklarının davacı babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalının velâyet, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, harcı yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış karşı dava bulunmadığından, davalı kadının cevap dilekçesinde talep ettiği ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiş gerekçe olarak; davalının müşterek çocuklara fiziksel şiddet uygulaması, evin dışına çıkmalarına izin vermemesi, çocukların babaanne ve dedeleri ile görüşmemesi için baskı uygulaması, eşinin de ailesi ile görüşmesini istememesi, davacının ise ailesinin evliliğe sık sık müdahale etmelerine izin vermesi, eşine ve çocuklarına yeterli ilgiyi göstermemesi, birlik yükümlülüklerini ihmal etmesi şeklindeki eşit kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği, tarafların eşit gelir seviyesine sahip olmaları nedeniyle kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı, müşterek çocukların yaşları, ihtiyaçları, tercihleri ve uzman rapor doğrultusunda velayetlerinin babalarına verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı taraf; kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddine yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı taraf; kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, nafaka talebinin reddi, velâyet ile ziynet yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik kurulan hükme ilişkin süresinde istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, nafaka talebinin reddi, velâyet düzenlemesi ile ziynet alacağı talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararı yününden temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında birliğin devamına engel netilikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velayet düzenlemesinin kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi kararının ve ziynet alacağı talebi hakkında verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri 4721 sayılı Kanun'un 6 ıncı, 166 ncı maddesi, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 222 inci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.