"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalının kıskanç olduğunu, sözel ve fiziksel şiddet içeren davranışlar sergilediğini, intihara kalkıştığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacının baskı içeren davranışlar sergilediğini, sürekli fiziksel ve sözel şiddet içeren davranışlar sergilediğini, zorla ailesinin evini temizlettirdiğini savunarak davanın reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde ise yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahmesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.10.2018 tarih ve 2017/730 Esas-2018/893 Karar sayılı ilamı ile davacının boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulüne ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne, davalının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından boşanma kararı, kusur belirlemesi, tazminat, nafaka (tüm) yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2021 tarih ve 2019/137 esas-2021/1269 karar sayılı kararı ile “...usulün aradığı nitelikte gerekçeli bir karar oluşturulması gerekirken, tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, eksik inceleme ile yasanın aradığı nitelikte gerekçe içermeyen şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı...” gerekçesiyle davalının istinaf isteğinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davanın esasına ilişkin istinaf isteklerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...davalının eşini kıskanması nedeniyle davalının davacının kimseyle konuşmasını istemediği, davacının bu durumdan rahatsız olduğu, davacının kulağını tırnağı ile yaralayarak davacıyı darp ettiği, yine tarafların ortak akrabaları olan tanık ...'in evinde bulundukları bir gün davacının davalının kıskanmasını gerektirir şekilde davranmadığı halde davalının izledikleri dizideki kadın oyuncuyu kıskanıp davacıya küfür ettiği ve öfkelenerek yüzüğünü davacıya fırlattığı, dosyada mevcut 22.01.2016 tarihli intihar istatistik formu ve davalının aynı tarihli ifade tutanağından davalının 22.01.2016 tarihinde birden fazla ilaç içerek intihara teşebbüs ettiği; davalı tanığı ...'ın görgüye dayalı beyanından anlaşıldığı üzere, davacının ise davalıya hitaben 'Aptal, geri zekalı, salak.' diyerek hakaret ettiği, davacının da davalıya fiziksel şiddet uyguladığı, davalının tanıklarının beyanlarıyla sabit olduğu üzere davalının davacıdan tekrar şiddet görmesi nedeniyle ... ilinde yaşayan abisinin evine sığındığı, oradan da anne ve babasıyla birlikte ... ilinde yaşayan abisinin evine gittiği, davalının ... ilinde darba maruz kaldığını gösterir darp raporu aldığı, davalı tanıklarının beyanlarının davalıya ait dosyada mevcut 18.06.2017 tarihli bahsi geçen adli muayene raporu içeriği ile uyumlu olduğu, tarafların bu şekilde fiilen ayrıldıkları, tekrar bir araya gelmedikleri, bu haliyle evlilik birliğinde anlaşmazlık ve fiili ayrılığın husule gelmesinde davalı kadının ağır kusurlu olduğu, davacı erkeğin az kusurlu olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, davalı lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, boşanma davasının reddi gerektiği, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, davacı erkek yararına hükmedilen tazminatların koşullarının oluşmadığı, yoksulluk ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu gerekçeleriyle kararın kaldırılması talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadın eşin davacıya nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkek eşin eşine yönelik olarak birden fazla kez ağır derecede fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaretler ettiği, buna karşılık davalı kadın eşin ise davacı eşine yönelik olarak telefon mesajı ile hakaret içeren ifadeler kullandığı ve eşini tırnaklamak suretiyle fiziksel şiddet içeren davranış gösterdiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davalı kadın eşe "İntihara teşebbüs ettiği," şeklindeki vakıa kusur olarak yüklenmiş ise de söz konusu vakıaya ilişkin olayın 22.01.2016 tarihinde gerçekleştiği, bu olaydan sonra tarafların evlilik birlikteliklerinin uzunca bir süre daha devam ettiği, bu sebeple söz konusu vakıanın davacı tarafça affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmakla, bu vakıanın davalı kadın eşe kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. İlk derece mahkemesince davalı kadın eşe 'Fevri davranışlarda bulunduğu, eşini aşırı kıskandığı,' şeklindeki vakıalar kusur olarak yüklenmiş ise de, fevri davranışların nelerden ibaret olduğunun bu konuda beyanda bulunan tanık tarafından ve ilk derece mahkemesi tarafından somut olarak belirtilmediği, kişilerin fevri davranış anlayışlarının farklı olabileceği, davalının eşini aşırı kıskanmasına ilişkin tanık beyanlarının ise yer ve zaman belirtmeyen bir takım soyut izahlardan ibaret olduğu anlaşılmakla, bu vakıaların da davalı kadın eşe kusur olarak yüklenmesi doğru görülmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkek eşin davalıya nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, tazminatların az olduğu...” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin tazminata yönelik hükmünün kaldırılmasına karar gerekçesinin düzeltilmesine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasındaki şartların oluştuğu belirtilerek davacı kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirtilerek aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, erkeğe kusur olarak yüklenen birden fazla şiddet ve hakaret vakıalarının hangi delillere dayanılarak hükme esas alındığının anlaşılamadığı, davalı kadının 2016 yılında intihara teşebbüs ettiği, 2017 yılında dava açıldığı bu vakıanın erkek tarafından affedilmediği, davalı tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, davalarının kabulüne, davalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun hangi tarafta olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası koşulları oluşup oluşmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesi, 174 inci maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.