"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın tarafların vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; eşinin ailesinin evliliğe müdahalelerine sessiz kaldığını, kendisi ve çocuklarla ilgilenmeyip ailesiyle vakit geçirdiğini, eve geç geldiğini, ailesi ile görüşmesini istemediğini, küçük sorunları büyütüp tartışma çıkardığını, ailenin sürekli evlerine geldiğini, hakaret edip kovduğu için 2,5 yıldır ayrı odalarda yattıklarını, tehdit edip üstüne yürüdüğünü, kendisini eve katkıda bulunmamakla suçlayıp benim aldıklarımdan yiyip içmeyeceksin, benim aldığından yediğin içtiğin herşey zehir zıkkım olsun dediğini, bunun üzerine ayrı dolap alıp kendine alışveriş yaptığını, ortak kız çocuğunun yanında s...tir olup gideceksin bu evden diye bağırdığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ... için aylık 3.000,00 TL, ... için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve 300.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 25.02.2021 tarihli ıslah dilekçesinde çocukların her biri için olan nafaka talebini aylık 4.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki vakıaların eskiden yaşanmış olaylar olup affedilmiş sayılacağını, anne-babasının 2,5 yıldır tarafların evine gelmediğini, davacının da onların evine gitmediğini, davacının sorunları konuşarak iletişim kurmaktan vazgeçtiğini, ayrı odada yaşadığını, evi, eşi ve çocukları ihmal ettiğini, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, aileye hakaret ettiğini, eşinin kendisinin haberi olmadığı halde kendisini sigortalı gösterip eğitim sigortası yaptırdığını, 2016 yılı yaz tatili dönüşü tartışma çıkarıp yatağı terk ettiğini, iletişim çabalarının sonuçsuz kaldığını, babası hastanedeyken davacının kız kardeşi ile konsere gittiğini, bütçesini ayırdığını, bir yıl önce elektrik, su gibi giderlere dikkat edilmesini istediğinde davacının hakaret edip boşanma tehdidinde bulunduğunu, davacının o günden sonra kendisine ayrı yiyecek aldığını, çocuklara da bir yılda sadece bir kez yemek yaptığını, sosyal medya hesabında evlilik soyadını kaldırıp kızlık soyadını kullanmaya başladığını iddia ederek; davanın reddine, boşanmaya karar verilecekse ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve çocukların her biri için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, uzman raporu ve fiili durum gözetildiği belirtilerek ortak çocuk ...’un velâyetinin babaya, ...’in velâyetinin anneye verilmesine, kardeşlerinde birbirlerini sık ve düzenli görebilmelerinin dikkate alındığı belirtilerek velâyet kendisinde olmayan ebeveyn ile kişisel ilişki tesisine, babanın ... için anneye aylık 2500,00 TL ve annenin ... için babaya aylık 2500.00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödemesine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, her ikisininde uzman doktor oluşu, kendi evlerinde kira vermeksizin oturmaları nedeniyle kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmakla kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarara uğradığı ve kişilik haklarına ihlalin ağırlığı dikkate alındığı belirtilerek 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesi kararında; tarafların arasında 2016 yılından sonra iletişimsizlik olduğu, birbirlerine karşı gergin ve tahammülsüz oldukları, evdeki odalarının ayrı olduğu, mecbur kalmadıkça konuşmadıkları, erkeğin tartışma sırasında senin yediğin içtiğin haram zehir zıkkım olsun dediği, kadının bu sözlere incindiği ve ayrı dolap alıp yemeklerini ayırdığı, çocukların sınav dönemi olduğundan yaşamın bu şekilde sürdüğü belirtilerek; eşine yediğin haram olsun diyen ve ilgisiz davranan erkeğin, evde yeterince iş yapmayan ve eşinin yakınlarına ilgisiz davranan kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesine yer verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığını, tazminat miktarlarının az olduğunu, ortak çocuk ...’un velâyetinin de anneye verilmesi gerektiğini, kadın aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası yönünden davalının talebinin aşıldığını, velâyeti anneye verilen ... için hükmedilen nafakaların az olduğunu, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olmasının yerinde olmadığını, tazminatlara kesinleşme değil dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek; hükme karşı kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, faiz başlangıç tarihi, reddedilen nafakalar, ... için hükmedilen nafakaların miktarı, ortak çocuk ...’un velâyeti ve ... için hükmedilen nafakaların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, boşanma kararının yerinde olmadığını, erkeğin kusurunun ispatlanmadığını, tanık beyanlarının eskiden yaşanmış ve affedilmiş olaylara ilişkin olduğunu, bazı tanık beyanlarının ise duyuma dayalı olduğunu, ortak çocuk ...’in velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, ... için hükmedilen nafakalarda kadının talebinin aşıldığını, tedbiren kişisel ilişkiye hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığını, davacı lehine tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşmadığını, eşinin reddedilen fer’î talepleri için kendisi lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; hükme karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, ortak çocuk ...’in velâyeti, ... için hükmedilen nafakaların miktarı, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece mahkemesince verilen boşanma, kusur tespiti ile boşanmanın diğer fer'îlerine dair kararın yerinde olduğu gerekçesiyle; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığını, tazminat miktarlarının az olduğunu, ortak çocuk ...’un velâyetinin de anneye verilmesi gerektiğini, kadın aleyhine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasında davalının talebinin aşıldığını, velâyeti anneye verilen ... için hükmedilen nafakaların az olduğunu, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemiş olmasının yerinde olmadığını, tazminatlara kesinleşme değil dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek; hükme karşı kusur belirlemesi, tazminatların miktarı, faiz başlangıç tarihi, reddedilen nafakalar, ... için hükmedilen nafakaların miktarı, ortak çocuk ...’un velâyeti ve ... için hükmedilen nafakaların miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını, boşanma kararının yerinde olmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, tanık beyanlarının eskiden yaşanmış ve affedilmiş olaylara ilişkin olduğunu, bazı tanık beyanlarının ise duyuma dayalı olduğunu, ortak çocuk ...’in velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, ... için hükmedilen nafakalarda eşinin talebinin aşıldığını, tedbiren kişisel ilişkiye hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığını, davacı lehine tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşmadığını, eşinin reddedilen talepleri için kendisi lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; hükme karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, ortak çocuk ...’in velâyeti, ... için hükmedilen nafakaların miktarı, kişisel ilişki ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadının açtığı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarının yerinde olup olmadığı, ...’in velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kadının reddedilen fer’î talepleri için erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 20.04.2004 doğumlu ortak çocuk ...’un temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Davalı erkek cevap dilekçesinde velâyetini talep ettiği çocukların her biri için aylık 2000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkeme velâyeti babaya verilen ... için aylık 2500,00 TL tedbir nafakasına hükmetmiştir. 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu itibarla, erkeğin ortak çocuk için tedbir nafakasına yönelik talebi miktar yönünden aşılmak suretiyle, velâyeti babaya verilen ... için aylık 2500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ile ortak çocuk ... için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortak çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ile ortak çocuk ... için hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.