"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine-karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının sorumlulukları yerine getirmediğini, kendisini yok saydığıni, sürekli kendisini değersiz gördüğünü, ağır hakaret ettiğini, gereken sevgi ve şefkati göstermediğini, uzun süredir karı koca ilişkilerinin bulunmadığıni, davalı eşin çalıştığını ancak eve maddî olarak hiç bir katkı sunmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.14.09.2018 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesi ile iddiaların asılsız olduğunu, taraflar evlendikten sonra düğünde takılan altınlar iki tarafın da rızası ile düğün borçlarına harcandığını, davalının rızası ile kalan altınlar Türk Lirasına çevrilip, müvekkilinin hesabına yatırıldığını, sonrasında 1.000,00 TL çekilip ortak borçlara ve ev ihtiyaçlarına harcandığını, kalan paranın ise davalının hesabına aktarıldığını, davalının ise bu parayı ailesine aktardığını beyan ederek ziynet alacağı davasının reddini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili 10.08.2018 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmekten sürekli olarak imtina ettiğini, iyi bir eş ve baba olmak hususunda yeterli çabayı göstermediğini, ilgisiz olduğunu, çocuğun tedavisi ile ilgilenmediğini, davacı eşin çektiği krediyi alkol ve gece hayatından kaynaklı borçlarını kapatmak için kullandığını, sürekli olarak psikolojik şiddet ile birlikte fiziksel şiddet de gösterdiğini, davacı eşin ceza aldığı birden fazla dosya bulunduğunu, gece geç saatlere kadar dışarıda arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini, hatta ara sıra da gece eve geldiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, düğünde takılan çeşitli ziynet eşyalarının değerinin yaklaşık 90.000,00 TL değerinde olduğunu, ziynet eşyaları ile paranın zorla müvekkilden alındığını ve müvekkile verilmediğini, bu sebeple bahse konu ziynet eşyaları müvekkile iadesi gerektiğini, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulü, 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, müşterek konutun kadının kullanımına tahsisine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek eşin, kadın eşe karşı fiziksel ve sözel şiddetinin olduğu, evine bakmadığı bu nedenle tam kusurlu olduğu, kadın eşin ise kusursuz olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk ...’ın velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının boşanmakla eşinin desteğinden yoksun kalacağı, erkeğin eylemlerinin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu, tarafların sosyal-ekonomik durumları, kusur durumu ve hakkaniyet gereğince kadın lehine 4.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının ise, erkek tarafından ziynetlerin evliliğin devamı sırasında bozdurulup harcandığının kabul edildiği, her ne kadar sonrasında kadının hesabına aktardığını iddia etmiş ise de banka kayıtlarının incelemesinde bu hususun ispatlanmadığı, dava konusu ziynetlerin bir daha geri almamak üzere bağışlandığının kanıtlanamamış olduğunun kabulü ile 6 adet (burma) 22 ayar 20 gr. bilezik (21.060,00 TL), 3 adet (ray) 22 ayar 10 gr. bilezik (5.265,00 TL), 1 adet 22 ayar 20 gr. bilezik (3.510,00 TL)'nin aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 29.835,00 TL'nin 1.000,00 TL sinin dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 20.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkek eşten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin eksik inceleme sonucu karar verdiğini, kadının davasının reddine ve asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davaya konu bilirkişi raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, raporunda fotoğraflar üzerinden hesaplama yapıldığını dolayısıyla kurulan hükmün astronomik rakamlar içerdiğini, karşı tarafın iddialarını kanıtlayan delillerinin olmadığını ileri sürerek, asıl davanın reddi, kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile ziynet alacağı davasının kabulü yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen tazminat miktarının çok az olduğunu, karşı tarafın müvekkilini aldattığını, sürekli hakaret ettiğini, müşterek çocuk için verilen nafaka miktarının da çocuğun hastalığı nedeniyle yetersiz kaldığını, maddi ve manevi tazminat miktarlarının daha yüksek olarak verilmesini ve ayrıca müvekkili lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile vekâlet ücreti yönünden kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kusur tespiti ile kusurun derecesi, kadının yoksulluk nafaka talebinin reddi, kadın yararına tazminat verilme koşullarının oluştuğu, ziynet alacağının kabulünde hata olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca erkeğin tüm, kadının ise maddî ve manevî tazminatın miktarı ile ziynet alacağı davasında lehine lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti dışında kalan istinaf başvurusunun esastan reddine; tarafların sosyal ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu, kabulüne karar verilen ziynet alacağı yönünden kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili maddelerinin kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı yönünden kadın yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu 5.100,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka, maddî ve manevî tazminat ile ziynet alacağı talebinin kabulü ve vekâlet ücreti yönünden usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların, miktarının yüksek olup olmadığı ve ziynet alacağı davasının ve buna bağlı vekâlet ücretinin kabulünün hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 222 nci ve 226 ncı maddeleri. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 230 uncu ve devamı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.