Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9552 E. 2024/281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma kararına uygun olarak hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2018 E., 2022/1451 K.

DAVA TARİHİ : 11.08.2015- 20.08.2015

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen evlilik birliğine hakimin müdahalesi, tasarruf yetkisinin sınırlanması, tedbir nafakası ve boşanma davalarından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı- davalı ... (Üstek) ve vekilleri gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Davalı- karşı davacı vekili Avukat ...'nin mazeret dilekçesi ibraz ettiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve kanuna uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin, evlilik birliğinin devamı için yükümlülüklerini yerine getirmediğini, gelir durumu oldukça iyi olmasına rağmen birlik giderlerine katılmadığını, İzmir'deki evin aile konutu olarak belirlenmesine, aile konutu ve araç ile ilgili tasarrufların kadının rızası ile yapılmasına, ortak konut ve ev eşyalarından kadının faydalanmasına, kadın için aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 300.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının yerinde olmadığını, aracın zaten satıldığını, İzmir'deki evin kredi çekilerek alındığını, müşterek konut olarak düşünülmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 400.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2018 tarihli ve 2015/557 Esas, 2018/336 Karar sayılı kararıyla; kadının açtığı davanın kısmen kabulüne, aile konutu olarak belirlenmesi talep edilen taşınmaz cebri icra yoluyla satıldığından bu talep konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddine, ortak konut ve ev eşyasından yararlanma talebinin konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine dava tarihi ile boşanma dava tarihi arasındaki dönem için ve boşanma dava dosyasında belirlenen nafaka ile tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile aylık 3.500,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin işi nedeniyle tarafların farklı zaman dilimlerinde farklı illerde bulundukları, kadının eşinden ekonomik taleplerde bulunduğu, erkeğe iş hayatı ile ilgili müdahalelerde bulunduğu ve eşinin önceki evliliklerinden olma çocuklarına mesafeli davranıp onlarla eşinin sıkça görüşmesine engel olmak istediği, erkeğin ise eşine yönelik küçük düşürücü söz ve eylemlerde bulunduğu, tarafların sıkça belirtilen nedenlerle tartışıp sonrasında barıştıkları erkeğin son olarak eşine kendi ailesinin onu istemediğini dile getirip boşanmak istediğini söylediği ve müşterek yaşamdan kaçındığı, eylemli olarak oturdukları ve aile konutu olarak belirleyecekleri evi terk ettiği, aradan geçen sürede tarafların bir araya gelmedikleri, aile konutu olarak belirleyip yerleşecekleri taşınmazın daha sonra cebri icra yoluyla satıldığı, erkeğin ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüğün yerine getirilmesini gerektirir bir eyleminin bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, nafakalar, yargılama giderleri, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 07.06.2021 tarihli ve 2018/1697 Esas, 2021/973 Karar sayılı kararıyla; kadın yararına 2.750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının taşınmaz ve araç ile ilgili tasarrufun sınırlanması talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davasında yaptığı giderlerin kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkek yararına kabul edilen boşanma davası yönünden maktu vekâlet ücretine, kadın yararına tasarruf yetkisinin sınırlanması davası yönünden maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatların reddi, tedbir nafakasının miktarı, tedbir nafakasının başlangıç tarihi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden; erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 13.12.2021 tarihli kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesince, her iki tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; kabul edilen yönlerden infazda tereddüt olmaması için İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, yeniden karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2022 tarih ve 2022/279 Esas, 2022/333 Karar sayılı kararıyla; kadın yararına 20.08.2015 tarihinden itibaren aylık 3.500,00 TL tedbir ve aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının taşınmaz ve araç ile ilgili tasarrufun sınırlanması talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davasında yaptığı giderlerin kadından alınarak erkeğe verilmesine, erkek yararına kabul edilen boşanma davası yönünden maktu vekâlet ücretine, kadın yararına tasarruf yetkisinin sınırlanması davası yönünden vekâlet ücretine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, tedbir nafakası başlangıç tarihi, vekâlet ücreti, yargılama gideri yönünden; erkek vekili ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 20.06.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince vekâlet ücretine ilişkin hüküm erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle erkeğin, hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemine dair davada kadın yararına hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, mal varlıklarına, UYAP raporlarına, tanık beyanlarına, getirtilen ve ibraz edilen resmi belgelere, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesine göre kadın lehine aşamada belirlenen nafakalar ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere ve boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.