"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/474 E., 2022/1468 K.
DAVA TARİHİ : 11.04.2016- 03.05.2016
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1355 E., 2021/1757 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmemiştir. Bu nedenle davacı-karşı davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ise reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen 28.02.2024 gününde duruşmalı temyiz eden temyiz eden davacı- davalı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, kadının, yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, cinsel birliktelik kurulamadığını ve cinsel şiddet uyguladığını, iftira attığını, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ettiğini, kadını babasının evine bıraktığını ve sonrasında ilgilenmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, 40.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2018 tarih 2016/463 Esas ve 2018/517 Karar sayılı kararı ile erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, cinsel birlikteliğe engel rahatsızlığı olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediği, hakaret ettiği, aile arasında kalması gerekenleri ailesi ile paylaştığı, ailesinin kadına baskıcı davrandığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 150,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası, kusur durumu, evlilik süresi dikkate alındığında kadın yararına 7.500,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 03.11.2020 tarih ve 2018/1793 Esas, 2020/1829 Karar sayılı kararı ile dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu, hâkim tarafından kendiliğinden gözetileceği, dosya içeriğinden, yargılama sırasında dinlenen bir kısım tanıkların gerek kadında gerekse erkekte akıl rahatsızlığı bulunduğu yönünde beyanda bulundukları, yargılama sırasında tarafların cinsel ilişkiyi gerçekleştirmemeleri nedeniyle alınan raporlarda evliliğin başında kadının nevrotik şikayetleri ile psikyatri başvurusunun olduğu, ilaç tedavisi önerildiği, ancak tedaviyi sürdürmediği, erkek yönünden ise erkeğin donuk zeka ile uyumlu olduğu ancak söz konusu raporların tarafların fiil ve taraf ehliyetlerinin tespiti yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, gerçekleşen bu durumda İlk Derece Mahkemesince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 inci maddesi hükmü ve 6100 sayılı Kanunu'nun 56 ncı maddesi hükmü uyarınca tarafların vesayet altına alınmalarının gerekip gerekmediğinin araştırılması bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği, bu yönler göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğu belirtilerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçede belirtilen eksiklik ikmal edilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini kısıtladığı, erkeğin ailesinin, kadının ailesinin ortak konuta gelmelerine izin vermediği, erkeğin, kadın ile ilgilenmediği ve kadına "...gelme seni istemiyorum..." dediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına yoksulluk nafakası şartları oluştuğundan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası, evlilik süresi, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 7.500,00 TL maddî tazminat, 7.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı kadının ise tam kusurlu olduğu ve karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı erkeğin ise tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında kadının birlik görevini ihmal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, ancak her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alındığında kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, tarafların evlilik süresi, yaşları, nafaka yükümlüsünün toptan yoksulluk nafakası ödeme gücünün bulunduğu ve toptan yoksulluk nafakasına karar verilmesinin tarafların yararına olacağı anlaşıldığından kadın yararına toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 3.600,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarlarının, yoksulluk nafakası ödenme şeklinin dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kadına karşı ilgisiz olduğu, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediği, erkeğin ve ailesinin, kadının ailesini ortak konuta kabul etmediği, kadının ise birlik görevini ihmal ettiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğunun, ancak yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin, vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.