"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; son zamanlarda erkeğin müvekkiline sürekli kötü davranıp şiddet uyguladığını, ... Aile Mahkemesinin 2016/292 D. İş sayılı dosyasında hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını, bu tarihten itibaren çocuklarını da yanına alarak ayrı yaşamak zorunda kaldığını, 24.02.2017 tarihinde müvekkilinin yine eşinin şiddetine maruz kaldığını, ... Aile Mahkemesinin 2017/104 D. İş sayılı dosyada koruma talebinde bulunduğunu, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, erkeğin durumunun çok iyi olduğunu, kendisine ait mobilya atölyesi, mobilya teşhir mağazası bulunduğunu, taşınmaz ve araçları olmasına rağmen üzerinde taşınmaz ve araç bulundurmadığını, mallarını yakınları üzerine devrettiğini, müvekkiline maddî-manevî destek olmadığını, kötü davrandığını, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin müvekkil anneye verilmesine, çocuklar için aylık 300,00'er TL tedbir/iştirak, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 100.000,00'er TL maddî-manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde; kadının öfkeli, agresif, hakaretvari tutumları olduğunu, evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, 2013'de vergi ruhsatsız bir dükkan açarak terziliğe başladığını, gece 22:00-23:00'dan önce eve gelmediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, hırsına yenik düşerek tüm birikimleriyle yatırım yaptığını, müşterek hayat için tek kuruş harcamadığını, kazandığı parayı hep gizlediğini, gece saat 02.00'de müşteri arkadaşını eve getirmeye başlamasıyla tartışmaların arttığını, müvekkiline ağır hakaretler, küfürler, tehditler ettiğini, yalan beyanlarla müvekkilini şikayet ettiğini, kadının şiddet iddiasının doğru olmadığını, kendi kendini yaraladığını, 15.06.2016'da müvekkilini dört kişiye dövdürdüğünü, müvekkilinin burnunun kırıldığını, müvekkilinin can güvenliği olmadığından evden uzaklaşmak zorunda kaldığını, çocuklara sürekli karıştığını, ilgisiz olduğunu, evlilik birliğinin yüklediği sorumluluklarını yerine getirmediğini, fiili birlikteliğin son bulmasına neden olan, sürekli saldırgan, agresif olan, tartışma çıkarıp hakaret eden, toplum içinde küçük düşürmeye çalışan, müvekkilini dövdüren, evi, çocuklarıyla ilgilenmeyen kadının kusurları nedeniyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin saldırgan tutum sergilediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da erkeğe hakaret ettiği gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır, kadın az kusurlu kabul edilerek her iki davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2006 ve 2007 doğumlu müşterek çocukların mahkemedeki beyanları dikkate alınarak anneye verilmesi kendileri açısından yararlı olacağından bahisle velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocukların her biri için talep gibi aylık 300,00'er TL tedbir/iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir, kusur durumu, herhangi bir işi ve sabit gelirinin bulunmadığı ve yoksulluğa düşeceği belirtilerek 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; iştirak ve yoksulluk nafakalarının ve tazminatların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile velâyet düzenlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gibi idrak çağındaki çocukların beyanı, yaşları, anneyle kalmakta olmaları, yasal mevzuat, uluslararası sözleşmeler, çocukların yüksek menfaati ilkesine göre, velâyetin anneye verilmesi ve istinafa konu diğer yönlerden de İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek; davacı-davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yararına 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı-davalı kadının terzi dükkanı işlettiğini, evi ve arabası olduğunu, yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığını, müşterek çocukların anneden korktukları için duruşmada annelerini istedikleri yönünde beyanda bulunduklarını, davacı-davalının bir çok kez çocuklara şiddet uyguladığını beyanla, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile velâyet düzenlemesi yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci ve 182 nci maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.