Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9636 E. 2024/981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve temyiz itirazlarının kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1706 E., 2022/1556 K.

DAVA TARİHİ : 23.06.2020-05.10.2020

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/597 E., 2022/311 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması temyize cevap dilekçesi ile davacı karşı davalı kadın vekili tarafından talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, düzenli iş edinemediğini, evin geçimini ailesine bıraktığın, sorumsuz biri olduğunu, sürekli olarak borçlandığını, eve haciz ve alacaklıları getirdiğini, müvekkilini sürekli olarak evden kovduğunu, müvekkilinin ailesini arayarak " kızınızı alın yada defolup gitsin " dediğini, ilerleyen dönemlerde sürekli evde yattığını, hiç çalışmadığını, müvekkilinin çalışmasını istemediğini, aşırı kıskandığını, şiddet uyguladığını, hakaret ve küfüler savurduğunu, tehdit ettiğini, evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili yararın 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının başka erkeklerle görüşüp beraber olduğunu, gözünün yükseklerde, aşırı hırslı ve lükse düşkün olduğunu, müvekkiline villa alması konusunda baskı yaptığını, kendine ve müvekkiline şiddet uyguladığını, defalarca intihar etmek istediğini, birlik görevlerini yapmadığını, tekin olmayan şahıslarla arkadaşlık kurduğunu, çalıştığı işyerinin müdürü ile müvekkilini aldattığını, müvekkilinin bir daha davacı kadınla görüşmediğini, ayrıldıklarını, davacı kadının sosyal medyadan tanıştığı erkeklerle konuştuğunu ve buluşarak sadakatsiz davrandığını iddia ederek, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 2.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, onu tehdit ettiği, aşırı kıskanç olduğu, düzenli bir işte çalışmadığı, faturaları ödemediği, kadına çalışmaması konusunda baskı yaptığı, borçları nedeniyle eve haciz gelmesine neden olduğu, alacaklılarına kadının telefon numarasını vererek onlarla muhatap olmak zorunda bıraktığı, sıklıkla eve geç geldiği, kadını evden kovduğu, boşanmak için maddî talepler ileri sürdüğü, davacı karşı davalı kadının ise çalışmaya başladıktan sonra çocuklarla ilgilenme ve yemek yapma konusunda üzerine düşen sorumlulukları ihmal ettiği bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davacı karşı davalının az kusurlu olduğu, davalı karşı davacının ise ağır kusurlu olduğu kanaati ile asıl davanın ve karşı davanın kabulüne karar verilerek tarafların boşanmasına hükmedildiği, kadının yargılama sürecinde kendisine yönelik nafaka talebinden vazgeçtiğini beyan ettiğinden nafaka takdir edilmediği, kadının boşanma sonucu en azından davalı karşı davacı erkeğin maddî desteğini yitireceği, erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gözetilerek, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki davalı karşı davacının kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, ayrılık sürecinde ortak çocuklardan ...'in baba yanında, diğer çocukların anne yanında kalması, sosyal inceleme raporundaki tespitler nazara alınarak ...'in velâyetinin babaya, diğer çocukların velâyeti anneye verildiği, her iki tarafla çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmuş, velâyet hakkı kendisinde olmayan eşin çocukların infak ve iaşesine katkıda bulunması gerektiğinden çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan Ahmet Kerim ile Seyyid Gani'nin velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuk ...'in velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklar Ahmet Kerim ile Seyyid Gani için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının kendisine yönelik tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinden vazgeçmesi nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, eksik inceleme, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.