Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9726 E. 2023/781 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler nazara alınarak takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının hakkaniyet kuralına uygun olmadığı gözetilerek, Yargıtay bozma kararı vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde ve süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı erkeğin hakaret ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, erkeğin geçirdiği kıskançlık krizleri nedeniyle ailesinin ve akrabalarının yanında küçük düşürüldüğünü, erkeğin evin perdelerini dahi açmasına izin vermediğini, ailesiyle görüştürmediğini, erkekte obsesif kompülsif bozukluk hastalığının bulunduğunu, erkeğin kendisini aldattığını, 6 Ekim 2018 tarihinde ailesinin yanına gönderdiğini, bu olanlara rağmen erkeğe onu sevdiğine mesajlar attığını, erkeğin kendisine "bitti" diyerek cevap verdiğini, şu an başka kadınla birlikte olduğunu öğrendiğini ve davayı açmak zorunda kaldığını, terk edildiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, kendisi için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP ve KARŞI DAVA

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı kadının gereksiz ve abartılı kıskançlık gösterileri ile müvekkilini bunalttığını, evlilik birliği içerisinde gün içinde sıklıkla ve kısa kısa annesi ile telefonda konuşmasının müvekkilinin dikkatini çektiğini, bu hususu kendisine sorduğunda kaçamak cevaplar verdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, davacı kadının evlilik birliği içerisinde sorunlar çıkarmaya çalıştığını, birkaç defa müvekkilini boşanmakla tehdit ettiğini, instagramda farklı birkaç hesap kullanmaya başladığını, bu hesap üzerinden farklı insanlar ile iletişime geçtiğini, olayın devamında kurstan tanıdığı gayri resmi bir fotoğrafçı olan erkek şahıs ile iletişime geçip ondan fotoğrafçılık konusunda yardım almak istediğini söylediğini, bu şahıs ile defalarca telefonda görüştüğünü, bu şahsın kadını evden arabayla alıp geri arabayla eve bıraktığını, kadının ziynet eşyalarını da alarak evi terk ettiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadın tarafından eşine yönelik sadakatsizlik iddiasına ilişkin sunulan fotoğrafların başkaca delil ile somutlaştırılmadığı, bu delile itibar edilmediği ve söz konusu iddianın ispat edilemediği; davalı-karşı davacı erkeğin, kadının mesajlaşma içeriklerinde sürekli özür dilediği ve barışmak istediğini beyan ettiği ve kendisinin bir kusuru olsa dahi bunun affedildiği anlamına geleceğini iddia ettiği; ancak yapılan konuşmaların barışma müzakeresi niteliğinde olduğu ve erkekten kaynaklanan kusurların affedildiği ya da hoşgörü ile karşılandığını gösterecek nitelikte olmadığı, bu sebeple erkeğin bu husustaki iddialarının Mahkemece yapılan değerlendirmelere esas alınmadığı; erkek tarafından ileri sürülen kadının evi terk ettiğine dair vakıanın ve tarafların diğer iddiaların ispatlanamadığı; dosya kapsamı, mesaj kayıtları ile tanık anlatımları göz önüne alındığında kadının erkeğe tartışmalar sırasında hırçınlaşarak bağırdığı ve erkeği boşanma ile tehdit ettiği; erkeğin ise kadını küçümsediği ve ona hakaret ettiği, kadının ailesine '' kızınızı istemiyorum'' dediği ve onlara hakaret ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir ve gider miktarları ile evli kaldıkları süre nazara alınarak kadın için hükmedilen aylık 1.100,00 TL tedbir nafakasının nihai karar tarihi olan 30.09.2021 tarihi itibariyle 400,00 TL arttırımı ile aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına; erkeğin yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin tanıklarının beyanlarının soyut ve asılsız olduğunu, müvekkilinin evden zorla gönderildiğini, erkeğin müvekkilini aldattığını, erkeğin kusurlu davranışlarının sabit olduğunu, erkek eşin tam kusurlu olduğunu, tazminatlar ve nafakaların az olduğunu, nafakaların ÜFE oranında artırılması gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları ile nafakalara ÜFE oranında artış yapılmaması yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki mesajlaşma içeriklerine göre müvekkiline yüklenen kusurların kadın tarafından affedildiğini, müvekkiline yüklenen kusurlu davranışların ispat edilemediğini, kadın hakkında ileri sürdükleri iddiaların tanık beyanlarıyla ispatlandığını, kadın eşin tam kusurlu olduğunu, kadın yararına tazminatlar ve nafakalara hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, miktarların yüksek olduğunu, müvekkili lehine nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile reddedilen nafaka talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kusurlu oluşu, evlilik süresi, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile kadının kişilik haklarına saldırı dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu gerekçesi ile kadının bu yöne ilişkin istinaf talebi kabul edilerek bu yönlerden İlk derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadın yararına hükmolunan nafakaların miktarının makul olduğu, kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında ÜFE oranında artış yapılması talebi olmadığından taleple bağlılık ilkesi gereği nafakalar için ÜFE oranında artış kararı verilmemesinin isabetli olduğu belirtilerek kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı -karşı davalı kadın vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan tazminatların miktarlarının da az olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararını erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan tazminatların kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığını, tarafların boşanma hususunda itirazları olmadığını belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararını kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar ile reddedilen nafaka talebi yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin nafaka talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Muhammed'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Ülkü'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.