"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına kararı verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde;davalı erkeğin 19.05.2000 tarihinde tutuklanarak cezaevine girdiğini, 17.04.2003 tarihinde resmi nikah yaptıklarını, müvekkilinin, davalı eşinin tahliye olma ümidiyle eşini devamlı beklediğini, ancak davalı eşin ceza aldığını ve bu cezasının da kesinleştiğini, davalı eşin hükümlü olarak ceza evinde bulunduğunu, müvekkilinin uzun yıllar kayın validesi ve kayın babası ile beraber yaşamak zorunda kaldığını,19 yıl boyunca eşinin anne ve babasına bakmak zorunda kaldığını, müvekkilinin son 2 yıldır abisinin evinde kaldığını, eşinin tahliye olma ümidinin her geçen gün zorlaştığını ve bu evlilik birliğinin devamının kendisi için fayda sağlamayacağını beyanla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarını, müvekkili lehine 5.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vasisi cevap dilekçesinde; davacı tarafın açtığı haksız ve dayanaksız davanın reddedilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin müebbet hapis cezası ile cezalandırıldığı, kesilen cezanın 16.12.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı kadının, davalı erkeğin müebbet hapis cezasına rağmen evliliği bir şekilde ayakta tutmaya çalışmış ise de artık evliliği devam ettirecek takati bulamadığı, davacı kadından evliliği bu süreye kadar devam ettirmesinin davacı kadına evliliği bir bu kadar süre daha devam ettirme zorunluluğunu doğurmayacağı, yani davalının kusurunu affetmiş sayılmayacağı gerekçesi ile davacı kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; maddî ve manevî tazminatın yetersiz olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili; davanın reddi gerektiğini belirterek, boşanma ve ferileri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 19.03.2000 tarihinde gayri resmi birlikte yaşamaya başladıkları, davalı erkeğin 20.05.2000 tarihinde gözaltına alındığı ve tutuklandığı, tarafların 23.04.2003 tarihinde davalı erkek tutukluğu devam ederken evlendikleri, bilahare ... Ağır Ceza Mahkemesinin 08.09.2009 tarih, 2008/439 Esas ve 2009/436 Karar sayılı kararı ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının tamamını ya da bir kısmını tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçundan davalının müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 16.12.2010 tarihinde kesinleştiği ve davalı erkeğin halen cezaevinde hükümlü olarak infazına devam edildiği, davalının terör örgütü üyeliğinden uzun süreli hürriyeti bağlayıcı ceza aldığı, bunun sonucu olarak evlilik birliğine ilişkin görevlerine yerine getirmesinin mümkün olmadığı, evlilik birliği temelinden sarsıldığı ve davacı kadının dava açmakta haklı olduğu ancak davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmeme şeklinde gerçekleşen kusurlu davranışları, davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle 4721 sayılı Kanunu’nun 174 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşullarını oluşturmadığı, bu durumda, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın da talep miktarı kadar hükmedilmesi nedeniyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesi ile davalının manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin manevî tazminata ilişkin hükmün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 ncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.