Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9749 E. 2023/415 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tanık beyanları ve sunulan delillerle erkeğin kusurlu davranışlarının kanıtlandığı, kadının ise önceki olayları affettiğine dair iddiasının ispatlanamadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun belirlenmesinde ve kadının nafaka ile tazminat taleplerinin kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usûlden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen her iki davanın kabulüne dair karara davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusu erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kabul edilip yeniden hüküm kurulmuş, diğer yönlerden esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmadığı gibi davacı-karşı davalı kadın katılma yoluyla temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerini açıkça belirtmediği görülmekle davacı-karşı davalının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin erkeğin asabi ve geçimsiz olduğunu, sürekli kavga ve tartışma çıkardığını, ağza alınmayacak küfür ve hakaretler ettiğini, kadının dost ve akrabalarına karşı da aynı tutumları gösterdiğini, rencide edip küçük düşürdüğünü, babasına da hakaret ettiğini kadının üzerine yürüyerek fiziksel şiddet uyguladığını, saçlarını çekerek kopardığını, çocuk sahibi olmayı istemediğini, sert ve sabit tavırlarıyla kadını bastırdığını, fazla tutumlu davranıp faturalara sert ve afaki tepkiler verdiğini, evdeki çamaşırları dahi annesinin evinde yıkattığını, psikolojik şiddet uyguladığını, evi otel gibi kullandığını, sonrasında müşterek konutu terk ettiğini, tarafların 2016 yılından beri ayrı yaşadıklarını, erkeğin kusurları nedeniyle evliliğin çekilmez hal aldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile ıslah dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarının gerçekleri yansıtmadığını, kadının erkeği aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, psikolojik şiddet uyguladığını, birikimlerin kadın tarafından değerlendirilerek bilezikler alındığını, kadının aldığı üç bileziğin sahte olduğunun ortaya çıkması ile erkeğin güvenini sarstığını, erkekten habersiz kredi çekerek harcamalar yaptığını, evden kovduğunu, sonrasında pişman olarak barışmak için mesaj atıp akraba ve arkadaşlarının aracı olmalarını istediğini, öncesinde evde bir kez bile yemek yapmadığını, kahvaltı hazırlamadığını, her iş çıkışında annesinin evine gittiğini, evine ve eşine yeterli zaman ayırmadığını, misafir ve ağırlama gibi halleri olmadığını, müvekkilinin ailesinin istenmediğini hissetmeleri nedeniyle konuta gelmeyi kestiklerini, yaşanan olaylarda kadının kusurlu bulunduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının eşinden habersiz kredi çekerek ailesine vermek suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin ise eşine başkalarının yanında aşağılayıcı ve rencide edici sözlerle hakaret ettiği, toplum içinde küçük düşürdüğü, fiziksel şiddet uyguladığı, saçını çekip kopardığı, kayınpederini de aşağıladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır, kadın az kusurlu kabul edilerek asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının ev hanımı olup bir yerden geliri bulunmadığı, erkeğin düzenli gelirinin bulunduğu belirtilerek kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası şartları oluştuğu belirtilerek kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminat verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ıslah dilekçesine cevabın süresinde olmadığını, asıl davada delile dayanılmadığını ve ispat edilemediğini, sonradan olayların affedildiğinin tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, kadın lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların haksız ve fahiş olduğunu, müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlara yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurlara ilişkin maddi olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı beyanları ve sunulan delillerle kanıtlandığı, bu kusurların erkeğe yüklenilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının önceki olayları af ve hoşgörü ile karşıladığına ilişkin erkeğin iddiası da kanıtlanmadığı, gerçekleşen kusurlu davranışların niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğuna ilişkin yapılan kusur belirlemesi ile kadının yasal koşulları gerçekleşen davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, yine şartları oluşan kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatların uygun olduğu belirtilmiş, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hüküm tesis edilmemesine ilişkin istinaf talebinin esastan kısmen kabulü ile bu yönde hüküm tesisine, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde; dilekçenin konu kısmında Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını ve devamında davalı-karşı davacı erkeğin temyiz dilekçesine cevaplarını belirterek dilekçenin netice-i talep kısmında Bölge Adliye Mahkemesi kararının yasalara uygun olması sebebi ile davalı-karşı davacı erkeğin temyiz başvurusunun reddine karar verilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü ile nafaka ve tazminat verilmesi şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı- karşı davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı- karşı davacı erkek vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı-karşı davalı kadına yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran davalı-karşı davacı erkeğe iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.