"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Kararın davacı - davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün tamamının kaldırılarak çelişkinin giderilip harcın ikmal edilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evliliğin ölümle son bulması nedeniyle boşanma ve feriler konusunda karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan eşin ağır kusurlu olduğunun tespitine, tedbir nafakasının vefat tarihine kadar devam edeceğinin ve bu miktarında miras paylarına göre ödenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - davalı erkek vekili tarihli dava dilekçesi ile kadının evi ve eşi ile ilgilenmediğini, aşağıladığını, tahkir ettiğini, maddî menfaat amacı ile evlendiğini, bir müddet sonra ilk evliliğinden olan çocuğunu da alarak evi terk edip önceki eşine döndüğünü, erkeği maddî olarak zora soktuğunu, kredi çektirdiğini, madde menfaat temin etmek için evlendiğini, 21.400 TL tutarında ziynet ve çeyizleri alarak gittiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davanın kabulü ile boşanmalarına, 15.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağı için şimdilik 3.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı - davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesi ile erkeğin müvekkilini ve çocuğunu istemediğini, ev içinde uygunsuz davranışlarda bulunduğunu, çocuğun yanında eşini cinsel ilişkiye zorladığını, müvekkilini alçattığını, rencide ettiğini, küçük düşürdüğünü, tehdit ettiğini, eski eşi ile ilgili olumsuz hareketlerde bulunduğunu, ziynetleri zorla aldığını, evden kovduğunu, elin çocuğuna bakmam dediğini, arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, eve kapatmak istediğini belirterek davalı-davacı cevap dilekçesinin sonuç kısmında yatak odası takımı, çocuk oda takımı, halı ve bulaşık makinesi bedeli olan 8.200 TL'nin kendisine verilmesini, 10.000 TL manevî tazminat verilmesi halinde boşanmayı kabul ettiğini belirtmiş, vekili birleşen dava dilekçesinin sonuç kısmında ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, 750 ,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2017 tarih ve 2015/807 Esas ve 2017/207 sayılı kararı ile tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereğince boşanmalarına,davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davalı kadın lehine 7.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile 10.800,00 TL toptan yoksulluk nafakasının üç yıllık süre içinde aylık eşit taksitler halinde kararın kesinleşmesine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasının devamına, tedbir nafakaları dahil olarak toplam nafaka miktarının 10.800,00 TL'yi geçmemek üzere tahsiline karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı - davalı erkek vekili aleyhine hükmedilen tazminat ve nafaka nedeniyle istinafa başvurduklarını, mahkemenin yanlı ve çelişkili tek bir tanık beyanından yola çıkarak karar verdiğini, davalının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, eşine haber vermeden evi terk ettiğini ve bir daha dönmediğini, kovulma durumunun olmadığını, davalı ağır kusurlu olduğundan nafaka talebinin haksız olduğunu belirterek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2020 tarih, 2018/1556 Esas 2020/291 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun kabulüne, kararın gerekçesiz olması, boşanmanın fer'ileri açısından hükümde çelişkiye düşülmesi, nafakanın toptan mı irat şeklinde mi verildiğinin belli olmaması, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası bağlamında olmayan maddî tazminat açısından harcın ikmal edilmemesi nedeniyle diğer yönler incelenmeksizin kararın tümden kaldırılmasına, kadının boşanma davasının eki niteliğinde olmayan tazminat talebinin harçlarının tamamlanmak üzere ilk derece mahkemesine gönderme kararı verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu, evliliğin ölümle son bulduğu, erkeğin açtığı boşanma davasında daha fazla kusurlu olduğunun tespitine, tarafların boşanma, maddî-manevî tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakasının kadının ölüm tarihine kadar devam ettiğinin tespitine, kadın mirasçısı için erkeğin 1/4 eş miras hissesi dikkate alınarak tedbir nafakalarının 1/4 miras hissesi mahsubu ile 3/4 oranı ile erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, yargı giderininde 3/4 miras hissesi oranı ile 3.060,00 TL kadın mirasçısından tahsiline, harcın süresinde yatırılmadığının tespiti ile erkeğin takı ve eşya alacağına ilişkin talebine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinden davalı - davacı kadın mirsaçısının miras hissesi (3/4) oranında sorumlu tutulmasına ziynet ve eşya alacağı davası yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı - davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, takı ve eşya bedeline ilişkin davanın açılmamış sayılmasına yönelik kararda gerekçe bulunmadığı ileri sürülerek kararın kaldırılmasına, kusur belirlemesi ve ziynet ve eşya alacağı yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı mirasçısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, müteveffa yararına hükmedilen maddî-manevî tazminat ile toplu yoksulluk nafakası bedellerinin mirasçı ...'a ödenmesi gerektiğini, erkeğin açılmamış sayılmasına karar verilen takı ve eşya bedeline ilişkin dava yönünden vekâlet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın ilgili bölümlerinin kaldırılarak tazminat, nafaka, vekâlet ücreti yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince ölen eşin kusurlu olup olmadığı ile sağ kalan eşin kusur derecesinin önemi olmayıp emredici yasa hükmü uyarınca sadece sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığına ilişkin tespit yapılması yeterli ve gerekli olduğunu, evlilik birliği, kadının ölümü nedeniyle son bulduğundan ölü eşin mirasçıları tarafından devam edilen davada konusu kalmayan boşanmanın fer'i sonuçlarına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı , yoksulluk nafakası açısından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, boşanmanın eki niteliğindeki yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin tereke bağlamında mirasçılara intikal edebilmesinin ölümden önce doğması ve hüküm altına alınması gerektiği, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin kabulü yönünden hüküm kesinleşmeden kadın eş vefat ettiğinden kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istekleri mirasçılara intikal etmeyeceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davacı-davalı erkeğin boşanmaya neden olaylarda kusurlu olduğunun tespitine, kadının konusuz kalan yoksulluk nafakası istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetl; kusur belirmesinin hatalı olduğu, kadının kusurlarının belirtilmediği, kime ne kusur yüklenildiğinin belli olmadığı, kararın gerekçesiz olduğu hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek usul ve kanuna aykırı kararın kaldırılmasına, kusur belirlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın mirasçısı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasçı olarak sadece kendisinin kaldığı bu nedenle miras oranına göre bir hesaplama yapılamayacağı, yoksulluk nafakasının toplu verilmesi gerektiği, tazminatların talep edildiğine göre artık kendisine intikal edeceğini, hükümde husumetin hatalı belirtildiği hükmün bu yönlerden usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılmasına, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile vekâlet ücreti, yargılama giderleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olup, evliliğin ölümle sona erip ermediği, ölümden önce boşanma hükmünün kesinleşip kesinleşmediği, fer'î hükümlere ilişkin olarak davanın devam edip etmediği konusunda toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Karşılıklı açılan boşanma davaları dolayısıyla yapılan yargılama neticesinde her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiş, karara karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafaka hükümleri nedeniyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kararın kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararından sonraki İlk Derece Mahkemesinin yargılaması aşamasında 31.10.2020 tarihinde davacı-davalı kadın vefat etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin gönderme kararı öncesi 28.03.2017 tarihli kararı ile verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. O halde, taraflar arasındaki evlilik birliği taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında verilen ve kesinleşen boşanma hükmü ile sona ermiş olup 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrasının uygulama olanağı kalmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince, usulü kazanılmış haklarda gözetilerek kusur belirlemesi ve fer'î talepler yönünden inceleme yapılarak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken boşanma hükmü kesinleşmesine rağmen evliliğin ölümle son bulduğu belirtilerek karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararın BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre taraflar diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.