"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/813 E., 2022/988 K.
DAVA TARİHİ : 17.09.2019-16.01.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/543 E., 2021/151 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, davalı- davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kararın gerekçesinin taraflara kusur olarak yüklenen vakıalar yönünden düzeltilmesine, kadın lehine toptan şeklinde yoksulluk nafakasına ve manevî tazminat miktarının artırılmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar, velâyet düzenlemesi; davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve miktarı, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen velâyet kararına karşı, erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmayan ... erkeğin, İlk Derece Mahkemesinin velâyet düzenlemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ... erkeğin temyiz dilekçesinin velâyet düzenlemesi yönünden reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması ... erkek vekili tarafından istenilmekle; 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden ... ... ve vekili Avukat Murat Demirez ile karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... Mumcu geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının lüks hayat sürme isteği olduğunu, balayından sonra erkeğin babasına "Oğluna güvenmiyorum, çocuğuna bakamaz, benim istediklerimi yerine getirmiyor" dediğini, babasının da "Her istediğin yapılıyor, istiyorsan sen de çalış aile bütçesine katkı sağla" dediğinde, "Sizin gibi lanet, boktan bir aileyle karşılaştığıma pişmanım, aldığın eşyalardan pişmanım, içim yanıyor" dediğini, "Benimle mutlu olmak istiyorsan isteklerimi yerine getireceksin" dediğini, hatta "Benim isteklerimi yerine getirmiyorsan, söyle bana hangi erkekten gidip alayım" dediğini, erkeğe kütük, gıcık, cimri, odun, şizofren, ruh hastası gibi aşağılayıcı kelimeler söylediğini, doğumda hastaneyi beğenmediğini, değiştirdiğini, evin yerini beğenmeyerek 5 kez evi terk etmeye kalktığını, erkeğin yalvarmasıyla vazgeçtiğini, "Taşınmazsan çocuğunu gel al veya çocuk esirgeme kurumuna bırakırım" diye tehdit ettiğini, boşanmakla tehdit ettiğini, istekleri yerine gelmediğinde boşanmakla, çocuğu kuruma bırakmakla tehdit ettiğini, kadının dükkanı ve minibüsü olduğunu erkeğin yeni öğrendiğini, 25.08.2019'da çocukları için 2.000,00 TL para isteyerek salonda doğum günü kutlamak istediğini, olmazsa eşyalarını al git diyerek evden kovduğunu, boşanmakla tehdit ettiğini, kapıyı açmam diyerek eve almadığını, ertesi gün eve gelince mesajlarda görüleceği gibi tehdidi sürdürerek eve almadığını, erkeği sokakta bıraktığını, eşyalarını dahi vermediğini, erkek işten geldiğinde çocuğu bırakarak gezmeye gittiğini, evde yemek yapmadığını, "Zıkkım yiyin" dediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına küfür ve hakaretler ettiğini, ilgisiz olduğunu, aile ziyaretleri, düğünlere eşiyle katılmadığını, yalnız bıraktığını, "Git kendi başının çaresine bak" diyerek rencide ettiğini, maddî-manevî baskı uyguladığını, hamilelikte mutfak masrafları ve su tüketimini kısıtladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, 2-3 kez darp ederek kapı önüne koyduğunu, çocuğun ihtiyaçlarını da kısmaya başladığını, "Ağzımı açtırma anana küfür edecem" dediğini, son zamanlarda çocuk olur diye ilişkiden de kaçındığını, 30 Ağustos akşamı "Senin dostun var" diyerek çocuk odasına gidip uyuduğunu, sabah eşyalarının bir kısmını toplayarak "Bundan sonra benim de dostum var" diyerek evi terk ettiğini, bu ayrılıktan 1 ay sonra çocuğu hasta ettiğini, hastaneye götürdüğünü, tanık Burhan'la hastaneye gittiğini, hastanede erkek kardeşiyle beraber kadının üzerine yürüdüğünü, duvara sertçe itildiğini, mesajlarda "Sen beni tahrik ettin" diye ikrarı olduğunu, kendi dava açtıktan sonra emlakcıyı, ev sahibini arayarak evden ayrıldığını bildirdiğini, kadının evden çıkmasını söylediğini, elektrik, su aboneliğini sonlandırdığını, çocukla karanlıkta ve susuz bıraktığını, kardeşi ve babasının da evi terk etmesi için kadını tehdit ettiklerini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın ve çocuk için ayrı ayrı aylık 1.500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin kadına "Sen kız değilsin" diyerek doktora götürüp rapor aldığı, vajinismus teşhisi konulduğu, kadının sürekli para harcadığını söyleyip aldıklarını kısıtladığı, eve alınan her şeyin hesabını yaptığı, ekonomik şiddet uyguladığı, düğün, aile toplantılarında yalnız bıraktığı, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da erkeğin ailesine "Size lanet olsun, siz yaramazsınız" diyerek hakaret ettiği, en son çocuğun doğum günü konusunda çıkan tartışma neticesinde ayrı yaşamaya başladıkları, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, kadının gelir getiren düzenli bir işinin olmaması, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, isteklerimi yerine getirmezseniz boşanırım, hangi erkekle olayım bu istekleri yerine getireyim dediği, çocukla tehdit ettiği, erkeğin ise kadının ailesini aşağıladığı, şiddet uyguladığı, üzerine yürüdüğü, her şeyin hesabını yaptığı, ekonomik şiddet uyguladığı, ortak konutun elektriğini, suyunu kestiği vakıalarının sabit olduğu gerekçesiyle kararın kusur gerekçesinin taraflara kusur olarak yüklenen vakıalar yönünden bu şekilde düzeltilmesine, taraflara kusur olarak yüklenen vakıalardan çıkarılanların, evliliğin ilk başlarında olup sonrasında evlilik devam ettiği için çıkarılmasına, bu halde de, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu kabulünde, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğine, tarafların ekonomik sosyal durumları, gelirleri arasındaki denge, kadının sözleşmeli öğretmen olması ve kesintisiz çalışmadığı, evlilik süresi ile hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde, boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilmekle birlikte, toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine 20.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesigereğince kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi ve miktarı, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî-manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. ... erkek vekilinin velâyet düzenlemesine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,
Dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.