"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/603 E., 2022/1356 K.
DAVA TARİHİ : 30.06.2020
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/263 E., 2021/136 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının sürekli olarak müvekkilinden şüphe duyduğunu, cep telefonunu alarak kiminle konuştuğuna, sosyal medyaki paylaşımlarına baktığını, müvekkilini kontrol etmeye çalıştığını, baskı kurduğunu, 26 Nisan 2020 tarihinde ortak konutu terk ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 250,00 TL tedbir-iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava istemiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hükümlü olduğunu, salgın sebebiyle izinli olarak davacının, müşterek çocuk ve annesi ile birlikte yaşadığı eve geldiğini, davacının annesinin davacının babasından kalan maaşı alabilmek için davacının boşanmasını istediğini bu sebeple çıkan tartışmada davacının annesinin seni istemiyorum, kızımla boşanın diyerek müvekkilini evden kovduğunu, davacı kadının, annesinin baskısı ile boşanma davasını açtığını, davacı kadın ve müşterek çocuk ile aralarının iyi olduğunu boşanmayı gerektirecek sebep olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
davalı erkeğin eşinin telefonuna müdahale ederek iş gereği görüştüğü kişiler ile ilgili sorun çıkartıp aile huzurunu ortadan kaldırmakla, sokağa çıkma yasağı sonrası eşyalarını alıp evden ayrılarak yeniden bir arada kalınmamasına sebep olmakla, herhangi bir somut iş ve gelir sahibi de olmayarak evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğinden kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu Pelin'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren nafakanın aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacı kadın ile aralarında boşanmayı gerektirecek sorun olmadığını, annesinin baskısı ile davacının boşanmak istediğini, yargılama aşamasında dinlenen tanıkların annesi ve kardeşi olduğunu, ezberletilmiş, öğretilmiş, gerçek dışı beyanlarla tanıklık yaptıklarını, müvekkilinin eşinden boşanmak istemediğini, eşine karşı kıskanç ve güven sarsıcı davranışlarının olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, kabul edilen davanın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, müşterek çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, fiilen annesinin yanında yaşıyor olması dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, müşterek çocuk yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 169 uncu maddesi ve 182 ikinci maddesi gereğince tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, davacı kadının annesinin baskısı ile boşanma davası açtığını, davacının annesi yanında iken müvekkiline karşı davranışlarının değiştiğini, soğuk davrandığını, müvekkili ile davacının dışarıda görüştüklerini, birlikte vakit geçirdiklerini, davacının niyetinin boşanma olsaydı müvekkilinin cezaevinde iken 8 yıllık süre içerisinde açmasının beklenebileceğini aralarında hiçbir sorun olmadığını, müvekkilinin eşinden boşanmak istemediğini, eşine karşı kıskanç ve güven sarsıcı davranışlarının olmadığını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci madde hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.