Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9910 E. 2023/402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/554 E., 2022/1309 K.

DAVA TARİHİ : 05.07.2018-18.07.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/547 E., 2021/24 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kendilerine ait bağımsız evleri olmadığını, olması için çaba sarf ettiğini ancak davalı-davacının isteği ile davalının kök ailesi ile birlikte yaşamak zorunda kaldıklarını, davalı kadının evle, evin giderleriyle, eşiyle ilgilenmediğini, gereksiz harcamaları sebebiyle borçlandığı, kredi çektiği, müvekkilini de kefil yaptığını, evin giderlerine katılmadığını, kadının, müvekkili ile zaman geçirmediğini, yaz tatillerinde köylerine, hafta sonları da kardeşine gittiğini, cinsel ilişkiye girmekten kaçındığını, sürekli olarak müvekkilini aşağıladığını, ona hakaret ve beddua ettiğini, üçüncü kişilerin yanında küçük düşürdüğünü, evden kovduğunu, darp etmeye çalıştığını, müvekkilinin yüzüne tükürdüğünü, kendi öz bakımıyla, çocukların bakımıyla, evin temizliği ile ilgilenmediğini, müvekkilinin kök ailesiyle görüşmeyi reddettiğini, müvekkilinin de kök ailesiyle görüşmesine karşı çıktığını, aşırı kıskanç tavır ve davranışları nedeniyle müvekkilini sadakatsizlikle suçladığını müşterek çocukları da sürekli azarladığı, aşağıladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davacının açtığı boşanma davası ile müvekkiline ağır hitamlarda bulunarak kusur izafe etmeye çalıştığını, erkeğin müvekkilini ve çocukları okula bırakırken orada bulunan kadınlara laf atarak müvekkilini küçük düşürdüğünü, çocuklardan rakıyı getirmesini istediğinde müvekkilinin karşı çıktığında müvekkiline hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığını evdeki eşyaları kırıp döktüğünü, yurt dışına tek başına çıkarak tatil yaptığını, kendine ait odası olduğunu ve orayı istediği gibi döşediğini. evi sık sık terk ettiğini en son 22.02. 2018 tarihinde evi terk ettiğini, evlilik birlikteliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, çocuklarla ilgilenmediği hatta arayıp sormadığını, evi terk ederken kendisine ait eşyaları götürdüğünü iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadının annesini davacı-davalı erkek ile müşterek konutta yaşamaya zorladığı, kadının, erkeğin aile ortamında erkeğe beddua edip hakaret ettiği, yüzüne tükürdüğü, erkeğin rızası olmadan her yaz akrabalarının yanına giderek yaz tatilini orada geçirdiği, birlikte iken kadının birden fazla kez kredi çekip aşırı borçlandığı, erkeği kendisini aldatma ile suçlayıp kıskançlık yaptığı, birlik görevlerine kendisine düşen oranda yerine getirmediği, müşterek çocukları erkeğin ailesi ile görüştürmediği erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise; kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinin öğretmen olup yıllık izin zamanlarının aksine yalnız tatile gittiği, birlik görevlerini kendisine yüklediği oranda yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuklar Hatice Buğlem ve Abdullah ...'nın velâyetlerinin davalı-davacı anneye verilmesine, baba ile yılbaşı ve doğum günleri de dahil olmak üzere yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile nafakanın niteliği dikkate alınarak karar tarihi itibariyle her biri için ayrı ayrı aylık 400,00 TL artırım yapılarak aylık 800,00 TL'den toplam 1.600,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar erkekten alınarak kadına verilmesine, kararın kesinleşmesine müteakip iştirak nafakası olarak devamına, kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek için 18.000,00 TL manevî, 20.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kadından alınarak erkeğe verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, dava açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın için asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, kişisel ilişki süresi, ortak çocuklar yararınca hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarı, lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, erkek yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile reddedilen kendi tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, babalar günü ve babanın doğum gününde de kişisel ilişki kurulması gerektiğini beyanla kişisel ilişkinin süresi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, lehine hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının azlığı ve kadına hükmedilen tedbir nafakası yönlerinden temyiz talebinde bulunmuştur.

2.Davalı -davacı kadın; kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve kadının davasının kabulü ve erkek yararına tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kabulü ve çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi ile nafaka ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 182 inci, 323 üncü, 330 uncu maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası Çocuk Haklarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci madde hükümler.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.