"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiş, müşterek çocukların velâyetleri anneye verilerek baba ile şahsi ilişki tesis edilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 160 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine ve müşterek çocuklardan her biri için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurlu olduğundan bahisle asıl davanın reddine, karşı davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadının çocukları üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünü yeterince yerine getiremediğinden bahisle velâyetlerin babaya verilmesine, aksi halde yurt dışında yaşaması ve çocuklarını uzun süredir görememesi nedeniyle çocuklarıyla uzun tatil dönemlerinde babalarının yanında görüşebilmelerine imkan sağlayacak nitelikte şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, erkeğin ise kadına hakaret ettiği ve evin geçimine katkı sağlamadığı, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğundan bahisle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin, çocukların annelerinde kalmak istemeleri, annelerine bağlı olmaları ve aralarındaki iletişimin kuvvetli olduğu yönünde yapılan sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda davacı-karşı davalı kadına verilmesine, müşterek çocuklardan her biri için 500,00'er TL tedbir, 1.000,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve çocuklar ile velâyeti kendisine bırakılmayan baba arasında "... her ayın 1. haftası Cumartesi günü saat 10.00' dan Pazar günü 18:00' a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00 ' dan ertesi günü saat 18:00'e kadar, sömestr tatillerinin ilk haftası 1. günü saat: 10.00'dan 7. günü saat: 18.00 arası, Temmuz ayının 1. günü saat 10:00' dan 30. günü saat 18:00' a kadar baba yanında kalmak şeklinde kullanılmak üzere..." şahsi ilişki tesisine, tarafların karşılıklı olarak tazminat talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davalı erkek vekili kadının davasının kabulü, kusur tespiti, tedbir ve iştirak nafakası, velâyet, şahsi ilişki tesisi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 19.07.2022 tarihli dilekçesi ile boşanma yönünden istinaf başvurusundan feragat ederek boşanma kararının kesinleştirilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kusurlar ile iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamına uygun olduğu, müşterek çocukların uzun süredir anneleri ile beraber yaşadıkları, idrak çağında olan çocukların beyanları ve sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alındığında velâyetlerin anneye verilmesi yönündeki kararın isabetli olduğu, erkek hakkında yakalama kararının bulunması ve çocukların yurt dışına çıktıklarında alıkonulma ihtimalinin varlığının anne tarafından belirtilmesi hususları dikkate alındığından kişisel ilişki kararının da isabetli olduğu belirtilerek davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer istinaf başvurusunun esastan reddine, erkeğin kadının davasına yönelik istinaf talebinin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesiyle; tanık beyanlarıyla kadının çalışması nedeniyle müşterek çocuklarla ilgilenemediğini, çocukların evde yalnız kaldıklarını, annelerinden korktuklarını, yurt dışında kişisel ilişki kurulmasını engelleyici nitelikte hüküm oluşturulduğunu, bu durumun uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek kararın velâyet ve kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, müşterek çocukların velâyetlerinin hangi ebeveyne verilmesinin çocukların üstün yararına olacağı, velâyeti kendisine verilmeyen tarafın müşterek çocuklarla kuracağı şahsi ilişkinin kapsamının ne şekilde belirleneceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun (5395 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinin b bendi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.