Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9939 E. 2023/484 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, erkeğin kadına evliliğin birinci yılında uyguladığı fiziksel şiddetin ve diğer kusurlu davranışlarının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeği tam kusurlu hale getirdiği, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin hükümlerin de hukuka uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline ve çocuklarına hakaret ettiğini, kıskançlıkları olduğunu ve ithamlarda bulunduğunu, müvekkiline karşı fiziksel ve ekonomik şiddet ve baskı uyguladığını, eşine ve çocuklarına maddî destekte bulunmadığını, tarafların evliliğin başından itibaren müvekkilinin babasına ait evde oturduklarını ve davalının evin aidat ve benzeri giderleri ödemediğini, evi de terk ettiğini beyanla davalının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksuluk nafakası ile müşterek çocukların her biri için 700,00 TL'şer iştirak nafakası ile 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı vekili, davaya cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, dava dilekçesini tekrar ettiğini beyanla karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının ve babasının müvekkiline hakaret ettiğini, onur kırıcı davranışta bulunduğunu, tarafların davacının babasının evinde yaşadıkları ve davacının babasının isteği üzerine müvekkilinin evden gönderildiğini, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını beyanla davacının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000TL maddî 50.000TL manevî tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacı kadına baskı ve şiddet uyguladığı, çocuklarının bakımı nedeniyle davacının ailesinin evinde kalmaya başladıkları, davalının kıskançlıklarının olduğu davacıyı itham ettiği, bu nedenle en son tartışmadan sonra davalının evden ayrıldığı, kadın ve müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı, uzun süredir tarafların ayrı yaşadıkları, tarafların evlilik birliğini devam ettirmek istemedikleri gibi bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığı ve boşanma davasının açılmasına neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklar yararına aylık 300,00 TL'şer tedbir ve iştirak nafakasına, kadının geliri olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirtilerek davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası ile kadının boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedeleneceği, kişilik haklarına saldırı olduğu belirtilerek 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, karşı davada ki davalı-karşı davacı erkek tanıklarının bilgilerinin görgüye dayalı olmadığı, mevcut delillerle davalı-karşı davacının iddialarının sabit olmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili, tarafların davacı-karşı davalının ailesinin evinde yaşaması nedeniyle müvekkilinin psikolojik baskı altına alındığını, hakaret edildiğini ve babası tarafından onur kırıcı sözler söylendiğini, müvekkilinin ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığını, davacı kadının telefonunda bir tanem hitabı ile mesajlaşmalarının olduğunu ve müvekkilini aldattığını, tazminat kararının verilmesinin hatalı, miktarlarının fahiş olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Kanuna uygun olarak yerine getirildiği, Kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirme ile kadının davasının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'unun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenleme ile nafaka ve tazminata karar verilmesinde ve miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili, tarafların davacı-karşı davalının ailesinin evinde yaşaması nedeniyle müvekkilinin psikolojik baskı altına alındığını, hakaret edildiğini ve babası tarafından onur kırıcı sözler söylendiğini, müvekkilinin ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığını, davacı kadının telefonunda bir tanem hitabı ile mesajlaşmalarının olduğunu ve müvekkilini aldattığını, tazminat kararının verilmesinin hatalı, miktarlarının fahiş olduğunu beyanla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki boşanma davası, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakaemeleri Kanun'unun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle erkeğin kadına evliliğin birinci yılında uyguladığı fiziksel şiddetten sonra tarafların evliliklerinin devam etmesi nedeniyle mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine de mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumları dikkate alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.