"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2264 E., 2022/1002 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 23.03.2017-09.03.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/296 E., 2019/662 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferîlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, cinsel, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, borçlandığını, hakkında icra takibi başlatıldığını, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hakaret ettiğini, alkol kullandığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkek vekili tarafından birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, cinsel, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, borçlandığını, hakkında icra takibi başlatıldığını, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, hakaret ettiğini, alkol kullandığını iddia ederek davalı-davacı erkek tarafından açılan davanın, asıl dava dosyası ile birleştirilmesi ve yapılacak yargılama neticesinde reddine karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
2.Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeğin ailesine ve arkadaşlarına soğuk davrandığını, ailesi ile görüşmesini istemediğini, arkadaşlarını ortak konuta kabul etmediğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, duygusal ve ekenomik şiddet uyguladığını, aşağıladığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ilgisiz davrandığı, geçerli bir sebep olmadan sıkça ortak konuttan ayrıldığı, maddî bakımdan yeterince inisiyatif almadığı, kadının ise agresif davranışlar sergileyerek eşine müdahalelerde bulunduğu, eşini ve ailesini küçümsediği, her ne kadar kadın vekili dava dilekçesinde, erkeğin kadına cinsel şiddet uyguladığı belirtmişse de kadın hakkında alınan rapor içeriğinde, kadının geçirmiş olduğu ameliyatın erkek tarafından uygulanan cinsel şiddet kaynaklı olduğu yönünde bir bulguya rastlanmadığı, diğer delillerle de ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin, kadına cinsel şiddet uyguladığı, buna dair tedavi evraklarının bulunduğu, bu vakanın erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-davalı kadın vekili tarafından delil olarak 2013 yılı Nisan ayında cinsel şiddet nedeniyle geçirilen ameliyat ile ilgili kayıtlara dayanıldığı, İlk Derece Mahkemesince, özel hastanenin başka bir hastaneye devri ve tıbbi kayıtların iyi tutulmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dikkate alınarak kadının, hastaneye sevki ile geçirdiği ameliyat ile ilgili inceleme ve rapor tanzimi konusunda talepte bulunulduğu, kadının, Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, düzenlenen raporda, diz dirsek pozisyonunda saat altı hizasında anal fissüre bağlı bekçi nodül bulunduğu, kolonoskopide özellik saptanmadığının belirtildiği, davacı-davalı kadın vekili, 2013 yılında kadının, cinsel şiddet nedeniyle ameliyat olduğu ileri sürülmüş ve bu konunun araştırılması istenmişse de bu olaydan sonra evlilik birliğinin dört yıl devam ettiği, kadının erkeği affettiği, en azından hoş görü ile karşıladığı, bu olaydan sonra erkeğin tekrardan cinsel şiddet uyguladığının ise ispatlanamadığı, yapılan kusur belirlemesinin ve tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi ve 51 inci maddesi
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki (3) ve (4) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin kadına ilgisiz davrandığı, geçerli bir sebep olmadan sıkça ortak konuttan ayrıldığı, maddî bakımdan yeterince inisiyatif almadığı, maaşını kendisi için harcadığı, sık sık iş değiştirdiği, bu suretle kadına ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise agresif davranışlar sergileyerek eşine müdahalelerde bulunduğu, eşine ve eşinin ailesini küçümsediği Gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın da kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin ve tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadına kusur olarak yüklenen agresif davranışlar sergileyerek eşine müdahalelerde bulunduğu ve eşinin ailesini küçümsediği vakalarının ispatlanamadığı ve bu vakaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları yanında erkeğin ailesi ile görüşmesini istemediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına ilgisiz davranan, geçerli bir sebep olmadan sıkça ortak konuttan ayrılan, maddî bakımdan yeterince inisiyatif alamayan erkek eşin kadın eşe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
4.Boşanmada maddî ve manevî tazminata ilişkin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı- davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı- davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönlerinden, davacı - davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davalı- davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Serkan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Ayşen'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.