"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/289 E., 2023/81 K.
3.Beylikdüzü Nüfus Müdürlüğü
DAVA TARİHİ : 22.01.2014
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davacının soybağına ilişkin talebi yönünden tefrik kararı ile nüfus kaydının düzeltilmesi talebi yönünden kısmen kabul kısmen ret kararı verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'nın, nüfus kayıtlarında davacı ve ...'nın çocuğu gibi görünmesine karşın gerçek anne ve babanın ... ve ... olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı ...'nın, ... ve ...'nın çocuğu olduğuna dair nüfus kaydının iptali ile gerçek anne ve babası olan ... ve ...'nın nüfus hanelerine taşınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesinde; davacının küçükken kendisine evlatlık olarak aldığını, evlenene kadar davacının yanında kaldığını, şimdi ise mal varlığı nedeniyle kendisini evlatlikten çıkarmak istediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.07.2015 tarihli 2015/190 Esas, 2015/382 Karar sayılı kararı ile dinlenen davacı taraf tanıklarının davalı ...'nın ...ve ... 'nin çocuğu olmadığı için evlatlık aldıkları davalı ...'nın gerçek anne babasının Salim ve Ayşe olduğunu beyan ettikleri, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ...'nın gerçek anne ve babasının Salim ve Ayşe olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, ...'nın, ... ile ...'ın çocuğu olduğunun tespitine, nüfus kayıtlarının bu şekilde ilişkilendirilmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin 29.07.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı ..., tanıklarının dinlenmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek davanın kabulü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13.09.2018 tarihli 2018/12139 Esas, 2018/15639 Karar sayılı kararı ile "...Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davalının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup bu davada resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur.
Davacının, davalı ...'in gerçek babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olup olmadığı esas alınarak incelenmelidir. Baba olduğu iddia edilen ...'nın nüfus kaydına göre Ayşe ile evliliği bulunmamaktadır. Bu durumda baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir.
Hal böyle olunca ...'nın mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile gerçek anne ve babasının hanesine kaydedilmesi davasında ... ile gerçek babası ... arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir.
Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olduğundan aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır.
Asliye hukuk mahkemesi, genel nitelikli mahkeme olup, aksine bir düzenleme bulunmadıkça, dava konusunun miktar ve değerine bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalara bakmakla görevli; aile mahkemesi ise, özel kanununda kendisine verilen davalara bakmakla görevli özel nitelikli bir mahkemedir. Davada, anne olduğu iddia edilen ...'nin tüm nüfus hareketlerini gösterir şekilde nüfus kaydı getirtilerek baba olduğu iddia edilen ... ile evlilik yapmış olup olmadığı tespit edilip, evlilik bulunmadığı takdirde davalı ...'nın gerçek babası ... hanesine tescili isteminin Türk Medeni Kanunu’nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında, babanın ... olduğuna ilişkin davanın tefrik edilerek davaya aile mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmelidir. ...ve ... arasında evlilik bağı bulunması halinde ise; baba yönünden de asliye hukuk mahkemesinde bakılacağından, mevcut kaydın iptali ile annesi ... ve babası ... üzerine tescili istemi nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Bu bağlamda, adıgeçenin annesinin Ayşe olarak düzeltilmesi durumunda hukuku etkilenecek olan Ayşe mirasçılarının yöntemince davaya katılımı sağlanarak iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, iddianın kanıtlanması durumunda davalı ...'nın Selahattin ve ... üzerindeki yanlış kaydının iptali ile Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 23. maddesinin 1. fıkrası içeriğine göre ve gerçek anne ve babası arasında evlilik olmaması durumunda gerçek annesinin bekarlık hanesine tesciline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın kabulü doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, anne olduğu iddia edilen Ayşe'nin, baba olduğu iddia edilen ... ile evlilik yapmadığı nüfus kayıtlarından anlaşılmakla, davalı ... yönünden davanın tefrik edildiği, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davacının davalı ...'nın biyolojik babası olmadığı, gerçek anne ve baba arasında evlilik olmaması durumunda gerçek annesinin bekarlık hanesine tescil edilmesi gerektiği, ancak gerçek anne olduğu iddia edilen Ayşe'nin mezar yerinin tespit edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacı ...'nın davalı ...'nın babası olmadığının tespitine, davalı ...'nın gerçek annesi tespit edilemediğinden gerçek annesinin hanesine tescili talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ...'nın mezar yerinin tespit edilememesi nedeniyle buna ilişkin talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme yaplıdığını, nüfus kaydında anne olarak görünen müteveffa ...'nın mezar yerinin bilindiğini, burada feth-i kabir yapılarak ...'nın anne olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddedilen kısmı yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; ... yönünden dosyanın tefrik edilmesi yerine görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, gerçek anne tespit edilemediğinden Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 23 üncü maddesi gereğince annenin beyanı ile baba adının da tescil edilmesinin mümkün olmadığını, böylece nüfus kayıtlarında çelişki yaratıldığını belirterek kararın bozulması ve yeniden hüküm kurulması yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35 inci ve 36 ncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İBK.
3. Değerlendirme
1.04.06.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddî olayları açıklamak taraflara; ileri sürülen olayları hukuken nitelemek, uygulanacak Kanun hükümlerini tespit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Bu ilke gereği açılan davayı nitelemek ve açılmış bir dava hakkında doğru hukuk kurallarını bulup uygulamak hâkime düşen bir görevdir. Davacı, nüfus kayıtlarında oğlu olarak görünen davalı ...'nın öz oğlu olmadığını, annesinin ..., babasının ise ... olduğunu belirterek davalının nüfus kaydında anne ve baba isimlerinin silinmesi ve gerçek anne ve baba isimlerinin yazılması suretiyle nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada alınan DNA raporu sonucu, davacının davalı ...'nın biyolojik babası olmadığının tespitine karar verilmiş, biyolojik baba olduğu iddia edilen ... adının nüfus kaydına yazılması talebi yönünden tefrik kararı verilmiş ve biyolojik anne olduğu iddia edilen ...'ın mezar yeri tespit edilemediğinden bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Şu durumda, davalı ...'nın nüfus kayıtlarında anne adı davacının eşi olan ... olarak kalmış olup tefrik edilen talebin değerlendirilmesi ile de baba adı belirlenecektir. Eldeki dosyada, anne adı yönünden incelemeye devam edilmiş ve biyolojik anne olduğu iddia edilen ...'ın mezar yeri tespit edilemediğinden talebin reddine karar verilmiş ise de; öncelikle davacının vefat eden eşi ... yönünden, davalı ...'nın biyolojik annesi olup olmadığının tespit için DNA incelemesi yapılması gerekmektedir. ...'nın biyolojik anne olmadığının tespiti halinde ise, her ne kadar mezar yeri tespit edilememiş olsa da, biyolojik anne olduğu iddia edilen ...'ın ölüm kağıdından anlaşıldığı üzere doğumdan kaynaklanabilecek bir hastalık nedeniyle vefat ettiği, dosyadaki tanıkların ve tarafların beyanlarının birbirleri ve ...'ın ölüm nedeni ile uyumlu olduğu dikkate alınarak ve de çocuğu doğuranın onun annesi olacağı kuralı da göz önünde bulundurularak, davalı ...'nın annesinin ... olduğunun kabulü ile nüfus kaydına bu şekilde tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan, Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
27.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.