"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1086 E., 2023/1250 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzincan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/465 E., 2022/181 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini kadının kusurlu olduğunu boşanmak istemediğini beyan ederek kadının davasının reddine ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacının dava dilekçesinde dayandığı temel iddiaların, davalının aşırı kıskanç tavırlar sergilemesi, davacının tek başına alışveriş yapmaması için para bırakmaması, ailesi ile görüşmesini engellemesi ve fiziksel şiddet uygulaması konularında toplandığı, dinlenen davacı tanıklarının, iddia edilen konularda, davalının söz ve eylemlerine ilişkin bizzat görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davacı tarafça kendilerine aktarılan duyuma dair bilgi sahibi oldukları, buna karşılık davalı tarafın tanıklıklarına başvurduğu akraba ve komşularının, davacı tarafın dayandığı iddiaların aksi yönündeki bizzat görgüye dayalı beyanları dikkate alındığında, davalının kusurlu hal ve davranışları ile evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı olgusunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin ortak hayatı çekilmez hale getirecek şekilde temelden sarsılmasında davalının kusurunun bulunduğunu ispatlayamadığı kabul edilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ilişkin toplanan delillere göre doğru olmadığı; davacı müşterek hayatın devamının kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına davalının aşırı kıskanç tavırlar sergilemesi, davacının tek başına alışveriş yapmaması için para bırakmaması, ailesi ile görüşmesini engellemesi, evin perdeleri açtırmaması, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uygulamasının sebep olduğunu ileri sürdüğü, dinlenen tanıklardan ve tüm dosya kapsamından, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalının aşırı kıskanç tavırlar sergilemesi, kadının tek başına dışarı çıkmasına izin vermemesi, ailesi ile görüşmesini engellemesi ve evin perdelerini açtırmamasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, tüm bu olgular uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren eylemlere göre davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, buna göre, açılan davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk bulunmadığı, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılması ve davanın esasına ilişkin olarak yeniden hüküm kurulması gerektiği, velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerli olduğu, bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerektiği, ortak çocuk ...'in yaşı nedeniyle yargılama sırasında idrak çağında olmadığı ve anne bakımına muhtaç olduğu, sosyal inceleme raporunda "çocuğun ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığı, çocuğun kıyafetlerinin düzgün ve temiz olduğu, kişisel bakım ve temizliğinin yapıldığı, çocuğun aile büyükleri olan dede ve anneanne ile iletişimlerinin ve kişisel ilişkilerinin kuvvetli olduğu, velayetin anneye verilmesinin çocuğun gelişimi ve eğitimi için daha uygun olduğu" yönünde belirtilen görüş birlikte değerlendirildiğinde ortak çocuğun velayet konusundaki görüşlerine itibar edilerek velayetin davacı anneye verilmesi, davalı baba ile kişisel ilişki tesisi kurulması gerektiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Erzincan Aile Mahkemesinin 18.02.2022 tarih ve 2020/465 Esas- 2022/181 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince uyuşmazlığın yeniden esası hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği buna göre tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle davanın kabulü, velayet, maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminat takdirinin ve miktarlarının ve çocuğun velayetine ilişkin verilen kararın isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ncı, 174 üncü ve 336 ıncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.