Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1004 E. 2024/6977 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterliliği ile bozma ilamına uyulup uyulmadığı hususunda çıkan ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının kişilik haklarının ihlal edildiği ve maddi desteğini kaybettiği gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu ve bozma kararına rağmen yoksulluk nafakası miktarının artırılarak tekrar hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden kadın yararına, yoksulluk nafakası miktarı yönünden erkek yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/74 E., 2021/165 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davalı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1982 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu iddia ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir nafakası, 20.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2018 tarih, 2016/702 Esas, 2018/744 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2020 tarih, 2019/143 Esas, 2020/1737 Karar sayılı kararıyla; dava dosya içeriğine, dosyadaki yazılara göre, davacı erkeğin, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yeterince yerine getiremediği, davalı kadının ise eşine karşı hakaret ve küfür ettiği, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi, kusur tespiti ve davanın kabul gerekçesinin doğru olduğu, erkeğin davasını ispatladığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, tarafların sosyal, ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası takdirinin doğru olduğu ayrıca takdir edilen miktarın fahiş ya da düşük olmadığı, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olması nedeni tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 16.03.2021 tarih, 2020/7041 Esas, 2021/2267 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, aynı zamanda kadının boşanma sonucu eşinin maddî desteğini de yitirdiği, somut olayda davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluştuğu, o halde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gerçekleşen kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gereği davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu, davalı kadın yararına 12.06.2017 tarihli ara kararla dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 21.06.2017 tarihli ara kararla tedbir nafakası miktarı düşürülerek dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmolunduğu, ancak gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “...Mahkememizin 12.06.2017 tarihli ara kararı ile ... lehine takdir edilen 2.000 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına...” şeklinde karar verilerek kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden bozulmasına, davalı kadın vekilinin sair, davacı erkek vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminat, davalı kadın vekilince temyiz başvurusunda kadın yararına hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğundan bahisle temyiz itirazında bulunulduğu, dolayısıyla bozma ilamı içeriğine nazaran bu konuda davacı erkek yararına usuli kazanılmış haktan bahsedilemeyeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde, 21.06.2017 tarihli ara kararı ile davalı kadın yararına takdir edilen aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının aradan geçen süre ve ekonomik koşullardaki değişiklik de dikkate alınarak karar tarihi olan 16.09.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 2.500,00 TL'ye yükseltilerek hükmün kesinleşeceği tarihe kadar tedbir nafakası olarak devamı ile davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın 2.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile her ay davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi hatalı olmakla birlikte kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının usuli kazanılmış hakka aykırılık oluşturacak şekilde arttırılmasının hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına göre uygun olup olmadığı, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri;Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğuna, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince verilen 16.10.2018 tarihli hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 16.03.2021 tarihli ilamı ile kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası hükmü Dairemizce onanarak kesinleştiği halde İlk Derece Mahkemesince kurulan son hükümde tekrardan, üstelik miktarı arttırılmak suretiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına yönelik hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden kadın yararına, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesinin kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümleri usul ve kanuna uygun olduğundan ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.