"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1213 E., 2023/1420 K.
KARAR : Kararın gerekçesinin düzeltilerek sair yönlerden başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/817 E., 2021/126 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince gerekçenin düzeltilmesine sair yönlerden başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının amca çocukları olduğunu, tarafların 1992 yılında evlendiklerini, ortak 4 çocukları olduğunu, evliliğinin başından itibaren davalı eşin müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının şiddet uygulaması nedeniyle müvekkilinin sağ gözünde hiçbir zaman düzelmeyecek görme kaybı oluştuğunu, müvekkilinin zaman zaman evden kovulduğunu, yakınlarının yanına sığındığı, aile büyüklerinin araya girmesi ve davalı eşin şiddet uygulamayacağına dair sözler vermesi üzerine yeniden bir araya geldiklerini, eve gelindiğinde davalının müvekkiline kendisini istemediğini, gurursuz olduğunu söyleyerek evde, sokakta, çocuklarının, işyerinde çalışan personelinin yanında sürekli aşağıladığını, kendisine, ailesine ağır küfür ve hakaretler ettiğini, çocuklarını da ihmal ettiğini, kumar oynama alışkanlığı olduğunu, 12 Eylül 2018 tarihinde ortak çocuklarının ikamet ettiği konutu terk ettiğini, bu olaydan sonra müvekkilinin boşanmaya karar verdiğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı eşin kusurlu olduğunu, davalının uzun yıllardır fermuar işi yaptığını ifade ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 750.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalından tahsili ile müvekkilline ödenmesine, aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, ileride nafakanın yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları reddederek, asıl kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, onu istemediğini zorla evlendiğini söylediğini, fahiş miktarlarda tazminat istediğini, müvekkilinin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu yükümlülükleri elinden geldiğince yerine getirdiğini, davacının sınır tanımaz taleplerini karşılamaktan uzak olmasının, taraflar arasındaki anlaşmazlığın gerçek nedeni olduğunu, müvekkilinin davacının iddia ettiği gibi bir mali imkana hiç bir zaman sahip olmadığını ifade ederek; davacının asli kusurları nedeniyle tarafların boşanmalarına, kusurun davacıda olması nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacının sigortasız olarak çalışması, gelirinin olması nedeniyle nafaka taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların birbirlerine karşı birlik görevlerini yerine getirmedikleri, tarafların uzun zamandan beri evli oldukları, aynı zamanda yakın akraba oldukları, tarafların çocuklarının reşit olduğu, taraflar arasında evlilik boyunca anlaşmazlıkların yaşandığı, davalı kocanın kahvehane alışkanlığı olduğu, eve geç geldiği, güven sarsıcı hareketlerinin olduğu, evin geçiminde zafiyeti olduğu, çocuklarına karşı olumsuz söylemlerde bulunduğu, davacı kadının kocasına ilgisiz kaldığı, babasının zoruyla evlendiğini, kocasını sevmediğini söylediğini, tarafların birbirlerine karşı şiddet ve hakaret içeren eylemlerinin olduğu, birbirlerini istemediklerini söyledikleri anlaşılmakla, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 800,00 TL, yoksulluk nafakasına, 35.000 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kendisinin hiç kusurunun bulunmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğu halde ağır kusurlu kabulünün hatalı odluğunu, bu nedenle kusur tespiti, maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarlarının az olması nedeniyle istinaf kanun yoluna müracaat etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın lehine hüküm altına alınan tazminat ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna müracaat etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince erkeğin güven sarsıcı davranışları ve evin geçiminde zaafiyeti olduğu, kadının ise eşine ilgisiz kalıp hakaret etmesi ve şiddet içeren eylemleri nedeniyle kusur yüklenilmiş ise de dayanılan ve ispat edilen vakıalar nedeniyle evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda kahvehane alışkanlığından ötürü sürekli eve geç gelen, ortak çocuklara ve kadına olumsuz ve ilgisiz tavırlar sergileyen, hakaret eden, evden ayrılmaya zorlayan erkek ağır, babasının zoruyla evlendiğini ve eşini sevmediğini söyleyen davacı kadın az kusurlu olmakla birlikte, sonuç itibariyle hükmün gerekçesinin düzeltilmesine, sair istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kusur belirlemesi ile tazminat ve nafaka miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü, 175 inci, 166 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden BOZULMASINA,
2. Davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.