Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1007 E. 2023/3851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, erkek yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı ve kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir husus tespit edilememesi gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2919 E., 2022/3689 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/641 E., 2022/261 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava ve cevap dilekçesinde; davalı kadının geceleri içkili mekanlara gittiğini, 4 ayrı telefon hattı kullandığını, A.Ç isimli kişi ile evden ayrılarak ...'ya gittiğini, bu şahsın erkeğe tehditlerde bulunduğunu ve davalıya ait uygunsuz fotoğrafları erkeğe gönderdiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı erkeğin sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, agresif yapıda olduğunu, küfür ettiğini, cinsel birlikteliğe zorladığını, ilgisiz olduğunu, taraflar arasında barışma durumu olduğundan eve bir çok eşya aldığını, erkeğin intihar teşebbüsünde bulunduğunu ve aile müdahalesinin olduğunu belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, çocuk lehine aylık 1000,00 TL iştirak nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve eşya alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya delil mahiyetinde sunulan temmuz 2020 tarihli apartman kamera kayıtlarının incelenmesinde davalı kadının başka bir erkekle apartmandan ayrıldığı, tarafların temmuz 2020’de tekrar bir araya geldikleri ancak anlaşmazlıklarının devam ettiği, her ne kadar tanıkların anlatımları tarih konusunda net değil ise de bazı tanıkların tarafların temmuz 2020 tarihinde kısa süreli barış yaşadıkları, anlaşmazlıkların devam ettiği, bazı tanıkların ise taraflar arasında barış yaşanmadığını beyan ettiklerinin anlaşıldığı, Mahkemece itibar edilen tanık anlatımları uyarınca davacı erkeğin davalıya karşı ilgisizlik, davalıda şiddet izi görülmesi sebebi ile şiddet, fiilen ayrı kalınan sürede intihar girişiminde bulunarak davalıyı kandırma ve davalı üzerinde duygusal baskı oluşturma eylemlerinin sabit olduğu, davalı-karşı davacı kadının ise davacıya yönelik güvensiz tavırlarının, alkolü mekanlara gitme, alkol alarak eve geç saatlerde gelme, müşterek çocuğa ilgisizlik ve başka şahıslarla gönül ilişkisi yaşanarak sadakatsizlik eylemlerinin sabit olduğu, tüm bu sebeplerle tarafların evlilik birliğinin davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu, gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı karşı davacı anne üzerinde bırakılmasına; velâyeti anne üzerinde bırakılan çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine, belirlenen nafakanın kararın kesinleşmesi ile birlikte aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, davacı karşı davalı erkek yararına 25.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, davalı karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı karşı davacı kadının ziynet alacağı talebinin kabulüne, kadının eşya alacağına ilişkin talebi konusuz kaldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığı, kadının davasının kabulünün hatalı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, manevî tazminat miktarının yetersiz olduğu, kadının ziynet alacağı davasının kabulünün hatalı olduğu gerekçeleri ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, manevî tazminat miktarı ile ziynet eşyası davasının kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru bulunmadığı, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve kendi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, maddî manevî tazminat taleplerinin reddi, hükmedilen manevî tazminat, iştirak nafakası miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına nazaran erkek yararına hükmolunan manevî tazminat miktarının fazla olduğu, davalı karşı davacı kadının ziynet alacağı davasında, ziynet eşyalarının erkek tarafından iade edilmek koşuluyla alınıp iade edilmediği hususunun sübut bulmadığı, kadının yemin deliline de dayanmadığı, kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile davalı karşı davacı kadının erkek yararına hükmedilen manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, davacı karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı kadından alınarak davacı karşı davalı erkeğe verilmesine, davacı karşı davalı erkeğin kadının ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf talebinin kabulüne, davalı karşı davacı kadının ziynet alacağı isteminin reddine, diğer yönlerden tarafların istinaf taleplerinin, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, gerekçesi ile ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; Mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına manevî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarı, kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.