"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2070 E., 2023/2716 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/816 E., 2023/363 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Dosya içeriğine göre davacı kadın vekilinin temyize konu ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı- davalı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesi ile davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 25.09.1997 yılında görücü usulü evlendiklerini, 2 ortak çocuklarının olduğunu, evlenmeden önce müvekkilinin üniversite sınavına girip ilk aşamayı kazandığını, davalının evlendikten sonra sınava girer üniversiteye yine gidersin şeklinde söz vermesinden dolayı ikinci üniversite sınavına girmediğini, müvekkilinin evliliğinin ilk aylarından itibaren davalı tarafın müvekkilini cahillikle itham ederek, küçük düşürdüğünü, davalı tarafın müvekkiline karşı lan, bu, şu gibi kelimelerle hitap ettiğini, davalı taraf müvekkilini kendi ailesinin yanında küçük düşürdüğünü, müvekkili yaz tatilinde davalı tarafın ailesinin yanında iken annesine ziyarete gitmek istediğini, davalı tarafın "burası dingonun ahırımı izin almadan bir yere gidemezsin" dediğini ve kendisi ile ailesinden izin almaya zorladığını, bu durumdan dolayı aralarında tartışma çıktığını, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin kendisine verilmesini, ortak çocuk lehine 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; avacının dilekçesinde belirttiği hususları ve açılmış olan davayı kabul etmediklerini, tarafların 25.08.1997 tarihinde görücü usulü evlendiklerini, ortak 2 çocuklarının olduğunu, davacı tarafın geçimsizlik olarak bahsettiği olayların çok eski tarihe dayandığını, bir çoğunun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin eşine karşı " lan, mal " gibi sözler kullanmadığını, tarafların uzun yıllardır herhangi bir geçimsizliği olmadığını, pandemi döneminde evde ailecek huzurlu mutlu günler geçirdiklerini, davacı tarafın okumak isteyip evliliği kabul etmeyeceğini, davacı tarafın evlendikten sonra müvekkilinin ısrarlarına rağmen sınava girmediğini, müvekkilinin yaşantısı boyunca profesör unvanı ile övünmediğini, davacı tarafın annesi ile görüşmesine her zaman olanak sağladığını, davacının annesini istediği zaman gelip evlerinde kaldığını, davacının kardeşi polis olduğunda ilk görev yerinin Konya olduğunu, tarafların evinde birkaç hafta misafir olacakken yaklaşık 1,5 - 2 yıl tarafların evinde kaldığını, müvekkilinin geçirdiği kaza sebebi ile gözünde kayma olduğunu, davacının bu durumdan rahatsızlık duymadığını, davacı tarafın müvekkili için sürekli özür dilemesini istediği gibi isteklerini kabul etmediklerini, müvekkilinin 24 senelik evlilikleri boyunca davacıya karşı fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamadığını, davacı tarafın aşırı kıskanç olup birçok olayı farklı algılayıp dilediği gibi yorumladığını, davacının yıllar önce psikologa gitmek istediğini söylediğini itiraz etmeyip gittiğini, daha sonra memnun kalmayıp ikisinin de dinlemesi için başka bir psikoloğu önerdiğini davacının kabul etmediğini, davacı müvekkilinin ailesiyle olan ilişkisini bir türlü kabul etmediğini, müvekkilinin kız kardeşinin kurban kesmediğini öğrenince bir parça kurban etini kız kardeşine götürdüğünü davacının bu durumu sorun haline getirdiğini, davacı müvekkilinin ailesiyle sıcak ilişki kurmasını istemediğini, müvekkilinin davacıya ek kredi kartı verdiğini, ek kredi kartı dışında her ay 800-900 TL pazar harcı ve diğer harcamalar için nakit para verdiğini, müvekkilinin çocuklarına karşı da ilgili olduğunu, müvekkilinin çocukları için hiçbir maddî katkıdan ve manevî ilgiden kaçınmadığını, davacı evlilikleri boyunca en küçük bir şeyi bile alınganlık haline getirdiğini, davacı tarafın evlilik yaşantıları boyunca 4 kez küserek evi terk ettiğini, haksız ve dayanaksız açılmış boşanma ve ziynet eşyası, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddini, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî ve 100.000,00 TL maddî tazminat talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde ve başkalarının yanında küçük gördüğü, hakaret ettiği, aşağıladığı, ailesiyle görüşmelerine kısıtlamalar getirdiği, agrasif ve otoriter bir kişiliğe sahip olup üzerinde baskı kurduğu, sorunların çözümü için psikoloğa gitmeyi istemediği, davacı kadının ihtiyaçlarını karşılamadığı, aile birliğini ilgilendiren konularda fikrini almadan tek başına hareket ettiği ve işlerine karıştırmadığı yönündeki kusurlu davranışları sebebiyle kendisini ağır kusurlu; davacı kadını ise aşırı derece kıskanç olduğu ve ailesinden kıskandığı, ailesine karşı mesafe koyduğu, görüşmediği ve görüşmelerinde huzursuzluk çıkardığı, en ufak şeyde alınganlık gösterip küstüğü, evlilikleri boyunca dört kez müşterek konutu terk ettiği, ailesinin yanında sesini yükselterek konuştuğu ve hakaret ettiği yönündeki kusurlu davranışları nedeniyle hafif kusurlu olduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, kadın lehine 3.500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, velâyet, ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, "...Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar dışında erkeğin "kadının ailesine soğuk davrandığı, kadını rızası dışında sürekli olarak kendi ailesinin yanına götürdüğü ve bu hususta baskı uyguladığı, kadının rızası ve bilgisi dışında kendi ailesine sürekli para gönderdiği" anlaşılmakla bu kusurlu davranışların da kocaya yüklenmesi gerekir. Bu kusurlu davranışların erkeğe yüklenmesi durumunda yine de boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu anlaşılmıştır..." gerekçesiyle kadının istinaf isteminin kısmen kabulüne, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği ve kadın lehine 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası, velâyet, ziynet alacağı davasının reddi, maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası, tazminatlar, kusur tespiti yönlerinden temyiz ederek, boşanma davasının kabulü ve fer'îleri yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü, velâyet, tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.