"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1168 E., 2023/1349 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1463 E., 2022/315 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesi halinde nafakasının yoksuluk nafakası olarak devamına, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Dava dilekçesi davalı davacı erkeğe 01.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı-davacı erkek süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz davranışlarının olduğunu, başka kişilerle ilişkisi olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca tarafların zinadan boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 150.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, erkeğin kadına küfür ettiği, uzun süredir ekonomik olarak destek olmadığı, para vermediği, kadına karşı sürekli felç olacağını söylediği, kadının tedbir kararı alması nedeni ile ''böyle birşey yaptıysan seni öldüreceğim'' şeklinde söz söylediği vakıaları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, birleşen davada erkek, kadının başka erkeklerle görüştüğünü, başka erkeklerle birlikteliğinin olduğunu bu nedenle zina nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş ise de; mahkemece verilen sürede tanıklarını duruşmada hazır etmediği, tanıkların davetiyeye rağmen duruşmaya gelmediği, 04.04.2022 tarihli dilekçesinde boşanmak istemediğini, evliliğin devamını bu nedenle davanın reddini talep ettiği, erkeğin zina nedeniyle açmış olduğu birleşen davasını ispat edemediği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, aylık 500,00 TL tedbir yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine birleşen davanın ispat edilememesi nedeni ile reddine karar verilmiştir .
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, tazminatlar, yoksululuk nafakası ve miktarı bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .
2.Davacı-davalı erkek dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tanıklarının dinlenmemesi bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanununa uygun olarak yerine getirildiği, davalı-davacı erkeğin 02.07.2020 tarihli duruşmada eşini çok sevdiğini ve boşanmak istemediğini ifade ettiği, karar celsesi öncesi 04.04.2022 tarihli dilekçesi ile de yine eşini çok sevdiğini, çocuklarıyla bir arada kalmak ve evliliklerini devam ettirmek istediğini beyan ettiği, bu haliyle erkeğin beyanlarının barışma girişiminin ötesinde açıkça af iradesini yansıttığı affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılan hususların ise kusur belirlemesinde nazara alınamayacağı, kaldı ki birleşen davanın istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleştiği, asıl dava da ise davalı-davacı erkeğin cevap dilekçesi ibraz etmediği, cevap dilekçesi ibraz etmeyen davalı- davacının, davacı-davalının kusurlu olduğuna yönelik bir vakıa ve delil bildiremeyeceği, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıalar esas alınarak davacı-davalı kadına kusur yüklenemeyeceği, gözetildiğinde kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; boşanma, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve miktarı bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası 169 uncu, 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.