"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1514 E., 2023/2286 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 13. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/344 E., 2020/247 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun manevî tazminat yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesinin, kusur belirlemesine, yoksulluk nafakasının reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetine, iştirak nafakasının ve maddî tazminatın miktarına yönelik hükümleri davacı kadın tarafından istinaf edilmediğine göre bu hükümler yönünden davacı kadının temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı kadının bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadının reddedilen yön dışında, davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor düzenlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin saygısız, ilgisiz ve kaba davranışları olduğunun, kadının aşağıladığını, bağırdığını, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, kadının annesine hakaret ve küfür ettiğini, kadının evden kovduğunu, ailesinin hakaretlerine sessiz kaldığını, ailesine bağımlı bir hayat sürdüğünü, kadının parasını sormadan kendi kardeşine verdiğini, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının yerinde olmadığını, kadının tahrik edici, incitici, alaycı, küçük düşürücü, kışkırtıcı söz ve davranışları olduğunu erkeğe fiziki müdahalelerde bulunduğunu, hakaret ettiğini, ailesi ile görüşmesini sorun ettiğini, evde nadiren yemek yaptığını, birlikte yatmadığını ancak müvekkilinin evlilik birliğinin devamından yana olduğunu belirterek davanın reddine olmadığı takdirde velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evlilik birliğinin gerektirdiği birlikte yaşama, birliğin mutluluğunu elbirliği ile sağlama, çocukların bakımına eğitimine gözetimine beraberce özen gösterme, yardım, birliğin giderlerine gücü oranında emek ve malvarlığı ile katılma yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediği, maddi konuları fazlası ile gündeme getirip ek gelir elde etmek gerekçesiyle hafta sonlarını kabul edilemeyecek sıklıkta ve düzeyde ailesinin arazisinde/yanında geçirdiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya verilmesine ve anne ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklardan ...'un velâyetinin anneye verilmesine ve baba ile kişisel ilişki tesisine, aile konutunun eşyaları ile birlikte kadın ve çocuk ...'a tahsisine, kadının kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ... için erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin sebebiyet verdiği hadiselerin davacı kadının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olmadığı halde manevî tazminat talebinin reddi gerekirken kısmen de olsa kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp, bu husustaki istinaf sebebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin manevî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, manevî tazminatın reddi, ortak Çocuk ...'nın velâyeti, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının ve maddî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının çok olup olmadığı, maddî tazminatın çok olup olmadığı ile kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin, kusur belirlemesine, yoksulluk nafakasının reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetine, iştirak nafakasının ve maddî tazminatın miktarına yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin manevî tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.