Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10183 E. 2024/6958 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Zina ve evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılan karşılıklı boşanma davalarında, zina iddiasının ispatı, kusur durumu ve fer'i taleplerin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığı, hukuka uygun olduğu ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin bozma için yeterli olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1168 E., 2023/1740 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/21 E., 2021/199 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddi ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; 2007 yılında evlenen tarafların çocukları bulunmadığını, davalı-davacı kadının 18.12.2019 tarihinde eve erken gelen eşi tarafından salonda başka bir erkeğin kucağında yatarken ve o kişi tarafından öpülürken görüldüğünü, şahsın evi terk ettiğini, sorulduğunda kadından şahsın iş yerinden arkadaşı olduğunun, bir yıla yakın zamandır birlikte olduklarının, birçok kez ve çoğunlukla araç servis işi yapan iş yerinde araç içinde cinsel ilişkiye girdiklerinin öğrenildiğini, erkeğin isteği üzerine kadının valizini toplayarak Kdz. Ereğli'sinde yaşayan ailesinin yanına gittiğini, aralarında whatsapp üzerinden yapılan mesajlaşmada kadının pişmanlık bildirdiğini, birkaç gün sonra sonra geri döndüğünü, erkeğin olmadığı bir gece evde kalmasına izin verildiğini, daha sonra erkeğin yakınlarının olduğu bir sırada arkadaşıyla gelerek ziynetleri de dahil evdeki eşyalarını götürdüğünü ileri sürerek, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, psikolog desteği almak zorunda kalan erkek yararına 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; iddianın iftira ve kurgu olduğunu, davacı-davalı erkeğin; eşinin ailesine önem vermemesi, kendisi ve ailesinin kadına psikolojik şiddet uygulaması, ailesi tarafından kadının dışlanması, başlangıçta istenmemesi nedeniyle yokmuş gibi davranılması, çocuk sahibi olunamamasından kadının sorumlu tutulması, eşine ilgi ve özen göstermemesi, eşi yerine arkadaşlarıyla zaman geçirmesi, evin iç ve dış ihtiyaçlarını kadının sorumluluğuna bırakarak birlik görevlerini yerine getirmemesi, düğün sonrası kadının bozulan ziynetlerinin bedeli ile o dönemde kadının iş yerinden aldığı tazminatın yatırıldığı erkeğe ait banka hesabındaki parayı kendi istekleri ve yakınları için kullanması, kadının maaşının harçlık dışında bu hesaba yatırılması, psikolojik ve ekonomik baskılar sebebiyle kadının kendisini değersiz hissetmesine neden olunması, iftira niteliğinde zina iddiasında bulunması gibi sebeplerle aralarındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek, erkeğin asıl davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının bozulan ziynet eşyaları sebebiyle bedel artırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 14.10.2020 tarihli açıklama dilekçesinde ziynetlerin 5.000,00 TL değerinde 100 adet çeyrek altın, 1.500,00 TL değerinde 15 adet yarım altın, 1.200,00 TL değerinde 1 adet cumhuriyet altını, 2.300,00 TL değerinde 6 adet 22 ayar bilezik olduğunu bildirmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık ve taraf beyanlarına ve tüm dosya içeriğine göre tarafların evli olup geçinemedikleri, davacı karşı davalı eve geldiğinde davalıyı başka bir erkeğin kucağında gördüğünü amcasına ve ağabeyine söylediği, bu olayın akabinde davalının ailesinin yanına gittiği, gittiğinde kardeşine dahi geliş sebebini söylemediği, 5-6 gün sonra geri döndüğünde davacının amcasının oğlu olan tanık ...'ın bunu bize nasıl yaptın ailemizi ne hale getirdin diye sorduğunda davalının inkar etmeyip pişman olduğunu, çok yalnız olduğunu söylediğini, tanık olarak dinlenen davacının ağabeyi ...'a da pişman olduğunu söylediği, bu beyanının en azından eve yabancı bir erkek aldığının kabulü niteliğinde olduğu

bu olaydan sonra davalının evden ayrıldığı, tarafların bu olaydan sonra bir araya gelmedikleri, dosyaya sunulan watsapp mesajlarından davalı karşı davacının bu durumu kısmen kabul ettiği, davalının davacı eşinin olmadığı bir zamanda eve yabancı erkek alması meşru bir amaca yönelik olduğu, kanıtlanamadıkça zinanın varlığına delalet edeceği kabul edilmekle davacı karşı davalının zina nedenli boşanma davasının kabulüne tarafların zina hukuki sebebi nedeniyle boşanmalarına, davalı karşı davacının kusurlu hareketlerinin davacı karşı davalının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğundan erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, davacı karşı davalının geçimsizlikte bir kusuru kanıtlanamadığından davalı karşı davacının boşanma davasının reddine, davalı karşı davacının ziynetlerinin neler olduğunu gerek fotoğraflarla ve gerekse tanık beyanlarıyla kanıtlanamadığı gibi ziynetlerin davacı karşı davalıda kaldığınında kanıtlanamadığı nedeniyle davalı karşı davacının ziynet alacağı davasının reddine karar vermek gerekmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin delillerinin dikkate alınıp kadının delillerinin değerlendirilmemesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu, iddia ile tanık beyanlarının çeliştiği, kadının attığı mesajlarda zinanın varlığından bile söz edilmediğini, zina iddiasının varlığına delalet edilmesinin zinayı kabule yeterli olmadığını, ziynetlerin düğün günü erkeğin akrabası tarafından alındığının ve erkeğin tam kusurlu olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını belirterek, kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı boşanma davası ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi talepli olarak istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, telefon kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu, kusur değerlendirmesi, erkek yararına tazminat miktarları, kadının reddedilen tazminat ve tedbir nafakası talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, zina hukuksal nedenine dayalı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davalarında; asıl davada zina şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, ispat, erkek yararına manevî tazminat şartlarının mevcut olup olmadığı, mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının tazminat talepleri ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu, 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.