Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10190 E. 2024/7717 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında ziynet alacağı, maddi ve manevi tazminat talepleri ile kusur belirlemesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen boşanma davasının ve fer'ilerinin reddine ilişkin iddiaların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz isteminin reddine, ziynet alacağına ilişkin kısmın ise miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/842 E., 2023/1580 K.

KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/304 E., 2023/263 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada verilen boşanma hükmü yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulamasına, sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve erkek vekilinin temyize konu ettiği ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 24.03.2018 tarihinde ortak konutu terk ettiğini ve bir daha geri dönmediğini, kişisel eşyalarını, ziynetlerini ve çeyizini 12.07.2018 tarihinde ortak haneden aldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını evden kovduğunu, kadının kişisel eşyalarını ve çeyizini alamadığını, erkeğin sürekli alkol aldığını, kadına hakaret ve küfür ettiğini, annesinin sözü ile hareket ettiğini ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nişanda ve düğünde takılan altın ve paranın karşılığı şimdilik 20.000,00 TL'nin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.01.2021 tarih ve 2018/748 Esas, 2021/115 Karar sayılı kararı ile; erkeğin eşi ile aralarındaki huzursuzluklar sebebiyle kadının evden ayrılması sonucunda, barışmak ve eşini birlikte yaşama geri döndürmek için bin çaba sarfetmediği, anne ve babasının, eşine karşı olumsuz tavır ve davranışlarına engel olmadığı, alkol kullanıp evde huzursuzluk çıkarmaya sebebiyet verdiği, kadının ise eşinin gıyabında ayrı dünyaların insanları olduğunu anlatmak suretiyle birlikte yaşama iradesine aykırı hareket ettiği, eşinin annesine "çok fena" şeklinde konuşmalar yapmak suretiyle saygı ilkesini ihlal ettiği ve eşine karşı, annesinin hasta olduğu yalanını söylemek suretiyle güven sarsıcı eylemde bulunduğu, böylece boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal şartları oluşmadığından tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının düzenli gelirinin olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüyle 45.175,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve ziynet alacağı yönünden davalı-karşı davacı kadın vekili ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi ile ziynet alacağı yönünden eksik inceleme yapılması yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2022 tarih ve 2021/419 Esas, 2022/610 Karar sayılı kararıyla asıl davada verilen boşanma kararının kesinleştiği, karşı boşanma davası açılırken harcın yatırılmadığı, gerekçeli kararın soyut ifadeler içerdiği, açık ve anlaşılır olması gerektiği, gerekçeli kararın bu yönden yetersiz olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları yeterince araştırılmadan kadının nafaka talebi hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, tedbir nafakasının niteliğinin gözetilmediği, kadının ziynet alacağı davası hakkında da eksik değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davada verilen boşanma hükmü hariç olmak üzere kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin tamamlanması amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, tarafların aralarındaki huzursuzluklar sebebiyle kadının evden ayrılması sonucunda, barışmak ve kadını birlikte yaşama geri döndürmek için çaba sarfetmediği, erkeğin anne ve babasının, kadına yönelik "fetöcü bankada çalışıyorsun sen de fetöcüsün" şeklinde cümleler kurmasına davalı erkeğin sessiz kaldığı, olumsuz tavır ve davranışlarına engel olmadığı, alkol kullanarak sebeple evde huzursuzluk çıkarmaya sebebiyet verdiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kanser hastası olduğu yönünde yalan söylediği iddia edildiyse de bu hususta görgüye dayalı tanık beyanı olmadığı, beyanların duyuma dayalı olduğu, ayrıca kadının kayınvalidesi için "çok fena" demesinin hakaret niteliğinde olmadığı, annenin evlilik birliğine müdahale etmesi karşısında kadının sözlerinin dert yanma niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, böylece kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle asıl davanın boşanma yönünden kesinleşmesi nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının bir işte çalıştığı ve geliri olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüyle kadının ziynetlerinin karşılığı olan 89.045,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınıp kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; daha önce İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu boşanma kararına karşı itiraz edilmediğinden boşanma kararının kesinleştiğini, ancak, İlk Derece Mahkemesinin kadının boşanma talebi yönünden hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece kusur değerlendirilmesinin hatalı olarak yapıldığını, kadının evlilik birliğinin sona ermesi nedeniyle uğradığı maddî ve manevî zararlarını ispatlayıcı bir delil sunmadığını, mahkemece kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, İlk Derece Mahkemesince ziynet eşyaları bedellerinin de çok yüksek belirlendiğini, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılıp hüküm kurulması gerekirken, kadın tanıklarının beyanlarının esas alınıp hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücreti ile yargılama giderleri ve kadının kabul edilen ziynet alacağı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma kararı kesinleştiği halde yeniden boşanma kararı verilmesinin hatalı olduğu, her ne kadar kadın tarafından cevap dilekçesi dışında ayrıca karşı dava dilekçesi verildiği anlaşıldığından kadının karşı davasının olduğunun kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf itirazlarının ayrı ayrı reddine, erkeğin karşı dava yönünden kurulan boşanma hükmü ile ziynet alacağı hakkında verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle tarafların boşanmasına ilişkin karar kesinleştiğinden kadının karşı davasındaki boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davanın kabulüyle toplam 89.045,00 TL'nin 45.175,00 TL'si yargılama aşamasında kadına ödendiğinden bu miktar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, geri kalan 43.825,00 TL'nin erkekten alınarak kadına ödenmesine ziynet alacağı davası yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının karşı dava dilekçesinde boşanma talebinin olmadığını, boşanmanın ferilerine yönelik dava açtığını, buna ilişkin nispi harcı yatırmadığını, mahkemece kadının karşı boşanma davası varmışcasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanmada kusurunun bulunmadığını, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşmadığını, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, vakıaların bir kısımının evlenmeden önce gerçekleştiğini, kadının erkeğin ailesiyle ilişki kurmadığını, erkeğin anne babasının ortak haneye gelemediğini bu sebeple kadına olumsuz tavırları olmasının mümkün olamayacağını, kadının ziynet eşyalarını evden ayrılırken beraberinde götürdüğünü, kadının erkeğe annesinin kanser olduğu hususunda yalan söylediğini, erkeğin annesi için "çok fena" şeklinde konuştuğunu, maddî manevî tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, ziynet eşyaları bedelinin yüksek hesaplandığını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını ileri sürerek kararın kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, vekâlet ücreti ile yargılama giderleri ve kadının kabul edilen ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kadının davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kusur belirlemesinin isabetli yapılıp yapılmadığı, tazminatlar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile ziynet alacağına yönelik erkeğin temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.