"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2849 E., 2022/3656 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/713 E., 2022/405 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılından itibaren ayrı yaşadıklarını, kadının tam kusurlu olduğunu, 2015 yılında evdeki eşyalarını alarak evi terk ettiğini o tarihten itibaren tarafların bir araya gelmediğini, kadının ortak hayata son verip tüm evi boşalttığı için kusurlu olduğunu beyan ederek; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin evi terketmesinin doğru olmadığını, müvekkilini bırakan, evden kovan kişinin erkek eş olduğunu, başka kadınlar ile yaşamayı kabul etmesi halinde evde kalabileceği yönünde müvekkiline baskı uyguladığını, sürekli başka kadınlar ile müvekkilini aldattığını, çocuklarının ihtiyaçlarını gidermediğini, ortak hayata herhangi bir katkısının olmadığını, erkek eşin sadakat yükümlülüklerini ihlal ettiğini beyan ederek ; karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesini, ortak çocuk Hiranur yararına aylık 500,00 TL, kadın yararına aylık 500,00 TL nafaka ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın artış ve katkı payının alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkiline takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olup sadakat yükümlülüğüne aykırı hakaret ettiği, ilişki yaşadığı bu kadınla ortak konutta kadını yaşamaya zorladığı, ortak konuta almadığı, ortak konutun ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, her ne kadar, erkek eşin tanıkları, kadının ortak konutu terk ettiği yönünde beyanda bulunmuşsalar da, erkeğin, kadını başka bir kadınla yaşamaya zorlaması ve kadını ortak konuta almaması nedeniyle haklı olarak ortak konutu terk ettiğinden kadına kusur olarak yüklenmediği, erkek eşin davranışları sebebiyle evlilik birliğiinn çekilmez hale geldiği ve erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın eşe yüklenecek herhangi bir kusur tespiti yapılamadığından erkeğin açmış olduğu davanın reddine, kadın eşin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Hiranur'un velâyetinin anneye verilerek çocuk ile baba arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk ve tedbir nafakası taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü ile müvekkilinin davasının reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, davanın kabulü ve karşı davanın reddi yönünde hüküm kurulması ve kadın yararına tazminatlara karar verilmesinin yanlış olduğunu beyan ederek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararını müvekkili yararına talep ettikleri yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminatların miktarının çok düşük olduğunu, müvekkilinin durumunun, erkeğin durumundan daha kötü olduğunu beyan ederek; kararın boşanma yönünden kesinleştirilmesini, yoksulluk nafakasının kabulüne karar verilmesini ve iştirak nafakası ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının daha önceden hükmedilen tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür olmamak üzere verildiği, iştirak nafakasının ise istem gibi tam kabulüne karar verildiği ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı az olduğu gerekçesiyle; kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hüküm ve bentlerinin kaldırılarak, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin, erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kısmen kabul kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde belirtilen gerekçeleri tekrarla asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminat ve tedbir nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddenin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.