Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1037 E. 2023/3477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı ve tedbir nafakasının miktarı ve devamına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının trafik kazasında çocuğunu ve bebeğini kaybetmesinin ve yaralanmasının da dikkate alınarak, davacı erkeğin kusursuz olmadığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak bir geçimsizliğin bulunmadığı değerlendirilerek, boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına hükmedilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2900 E., 2022/3737 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/66 E., 2022/274 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, davalı kadının diğer, davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vasisi vekili dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin evlendikten sonra eşinin baskısı ile ailesiyle görüşemediğini, evine misafir dahi kabul edemediğini, davalı kadının en ufak bir tartışmada evi terk edip, on beş gün kadar ailesinin yanında kalıp, ortak eve dönmeyi alışkanlık haline getirdiğini, üzerine düşen sorumluluklarını hiçbir zaman yerine getirmediğini, ağır küfür ve hakaretler ettiğini, davacının öz yeğeninin ...'daki düğününe gitmeye kadını zor ikna ettiğini, düğün sonrasında düğün evinde kalmak istemediğinden davalı kadının düğün esnasında olay çıkardığını, davacının düğünü yarım bırakarak eşini sakinleştirmek için Osmancık'a döndüğünü, davacının kardeşinin düğününe de gitmediğini, davalı kadının davacı erkeğin ailesi ile herhangi bir bağ kurmak istemediğini, evini ve eşini seven bir kadın olmadığını, her hafta nöbet tutmanın bile eve gitmekten daha iyi olduğunu eniştesine ve yakınındakilere dile getirdiğini, tarafların birlikte geçirdikleri 21.10.2018 tarihli trafik kazasında davacının %99 malul kaldığını, davalı kadının kazadan yara almadan kurtulduğunu, bu kazada Elif isimli kızlarını ve davalı karnındaki bebeklerini kaybettiklerini, hastaneden iki gün sonra taburcu olan kadının yoğun bakımdaki davacı eşinin durumunu öğrenmek için hastaneye yaklaşık iki hafta sonra geldiğini, davacının yaklaşık altı ay kadar yoğun bakımda tedavi gördüğünü, bu süreçte davalının ayda bir kez davacının yanına uğrayıp adeta uzak akrabası gibi kısa bir müddet yanında kalıp evine geri döndüğünü, bu süreçte ve sonrasında davacının ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, daha sonra ... Erol Olçok Eğitim Ve Araştırma Hastanesine nakledilen sekiz ay kadar yataklı serviste kaldığını, bu süreçte de refakaten yanında olmadığını, bakıma ve ilgiye muhtaç olan eşini yapayalnız bıraktığını, 2019 Kasım ayından itibaren yanına dahi uğramadığını, yanında refakatçi olarak kalamayacağını hastanenin yemeklerinin kötü olduğunu söylediğini, ailesinin refakat etmesine izin vermeyeceğini söylediğini, kişisel eşyalarını kendi ailesinin evine taşıdığını, 15.01.2020'den itibaren ortak konutlarının ...'a taşındığını ancak davalının kendi eşyalarının ailesinin evine götürdüğünü, ...'daki eve yalnızca 1 defa abisi ile gelip döndüğünü, davacı erkeğin kardeşinin davacı erkeğe bakacak kimse olmadığından ...'a tayin istemek zorunda kaldığını beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davacı erkek yararına 100.000,00 TL manevît, 20.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın haksız mesnetsiz olduğunu iddiaların gerçeklere aykırı ve asılsız olduğunu, davacının 21.10.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle şuan %99 oranında engelli olup dava dilekçesinde gerçekleştiği iddia edilen eylemlerle ilgili bir anlatımda bulunmasının mümkün olmadığını, söz konusu iddiaların gerçek dışı olup tamamen vasinin ve davacının ailesinin uydurma beyanlarından ibaret olduğu, davacı ... geçirdiği trafik kazası sonrasında sağlık sorunları nedeniyle yoğun bakımda tedavi görmesi nedeniyle ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/ 1315 Esas 2019/1329 Karar sayılı dosyası ile kendisine vasi olarak kardeşi ...'ün görevlendirildiğini, görevini kötüye kullanması nedeniyle itirazları üzerine görevine son verildiğini; kendisine vasi olarak ...'ın atandığını, davacı erkeğin kardeşi olan ... kendi yaptığı hukuksuz işlemler ile davacı erkeği zarara uğratması nedeniyle ortaya çıkan durumdan müvekkilini sorumlu tuttuğunu ve mevcut vasiyi de yönlendirerek bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, tarafların evlerini ... İlinden ... İline taşıdığı iddialarının da gerçek dışı olduğu, ev eşyalarını, ... iline götürenin de davacı erkeğin ailesi ve vasisi olduğu, müvekkilinin izin ve onayını almadıkları, davacı erkeğin annesinin müvekkiline de kendi aileni unutacaksın artık onlarla görüşmeyeceksin ve ...'a taşınıp burada yaşayacaksın sözleri ile tehditlerde bulunduğunu, davacı erkeğin kardeşinin de kadının annesini, amcasını ve ağabeyini tehdit ettiği, davacı tarafın ailesinin ve vasinin tek amacının trafik kazası nedeniyle ödenen tazminatları diledikleri gibi kullanmak için bu davayı açtıklarını, davacının yaptığı kazada, davalının da araçta bulunduğu ve bu kaza nedeniyle küçük çocuğunu kaybettiğini, kaza sonrasında ... Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındığını ancak gebeliğinin düşük ile sonlandığını, kazada 8 aylık kızı Elif Beren'i de kaybettiği ve büyük acılar yaşadığını, karşı tarafın bunları bilmesine rağmen davacı erkek ile hiçbir şekilde ilgilenmediği yönünde beyanlarda bulunarak tarafların boşanmasını sağlamaya çalıştıkları, taraflar arasında herhangi bir sorun olsa da 8 aylık bir çocukları varken tekrar bir çocuk düşünmeleri ve müvekkilinin de hamile olmasının mümkün olmayacağını, davacının ailesinin müvekkiline de destek olması gerektiği halde kaza nedeniyle hemen maddîyat peşine düştükleri belirtilerek davacı erkek vasisinin açmış olduğu davanın reddine, Mahkemece boşanma yönünden karar verilmesi durumunda ise müvekkilin herhangi bir kusuru olmaması nedeniyle , müvekkil yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, müvekkilinin herhangi bir geliri olmaması nedeniyle dava süresince tedbiren 2.500,00TL tedbir nafakasına dava sonunda ise aynı miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının da kazadan sonra bir müddet tedavi gördüğü, tedavisi bittikten sonra davacı eşinin uzun süren tedavi sürecinde yalnızca bir kaç defa onu ziyaret edip döndüğü, eşine hastanede refakat etmediği, ailesinin eşine refakat etmesine izin vermeyeceğini söylediği ve tarafların fiilen uzun süredir ayrı yaşadıkları, davacı erkek eşin ise kazadan sonra %99 malul olduğu ve uzun süre tedavi gören eşine hastane sürecinde ve sonrasında refakat etmemek ve ilgilenmemek dışında birlikte geçirilen kazadan önce taraflar arasında yaşanıldığı iddia edilen eylemleri bu olaylardan sonra tarafların birlikte yaşamaya devam etmiş ve barışmış olmaları sebebiyle davacı tarafça bu eylemlerin en azından hoşgörü ile karşıladığından davalı kadın eşe kusur olarak yüklenmediğini, meydana gelen bu durum karşısında tarafların yukarıda belirtilen eylemleri sebebiyle davalı kadının tam kusurlu, erkeğin ise kusursuz olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı erkeğe ödenmesine, davacı erkek yararına lehine manevî tazminat şartları oluşmadığından manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vasisi vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik durumu ve kusur durumu nazara alındığında kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası kendi yararına hükmedilen tazminatların miktarı, manevî tazminat taleplerinin reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun olmadığını, taraflar arasında herhangi bir sorun olsa 8 aylık bir çocukları varken tekrar bir çocuk düşünmeleri ve müvekkilin de hamile olması mümkün olmayacağını, Mahkemece atanan ve vasinin kim olduğunun müvekkili tarafından bilinmediğini, böyle bir kişinin tarafların kazadan önce sorunları olduğu yönünde bir bilgi sahibi olmasının mümkün olmadığını, duruşmalı olarak incelemenin yapılmasını beyan ederek hükmün tamamının bozulması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadına kusur olarak yüklenen tarafları birlikte trafik kazası geçirdikleri, erkeğin trafik kazasından sonra bir süre yoğun bakımda kaldığı ve sonrasında da hastanede yatarak tedavi gördüğü, geçirilen kaza nedeniyle erkekte %99 engel oluştuğu, ailesi tarafından evinin ...'a taşındığı ve bakımını ailesinin sağladığı anlaşılmış olup; aynı kazada davalı kadının da zarar gördüğü ve tedavi aldığı, hastanedeki yatılı tedavisi uzun sürmemiş ise de, aynı kazada tarafların 8 aylık çocuklarının da vefat ettiği, aynı zamanda hamile olan kadının karnındaki bebeğini de kaybettiği, tüm yaşananların kadın için de ağır bir durum olduğu, ayrıca her iki tarafın tanık beyanları ile de erkek yoğun bakımda iken yanına refakatçi alınmadığı, tedavi sürecinde kadının zaman zaman davacı erkeği ziyarete gidip gördüğü anlaşılmakla, mahkemece kadına yüklenen kusur doğru görülmediği gerekçesiyle kadına yüklenilen kusurun çıkarılmasına, dosya kapsamına göre kadına yüklenecek başkaca bir kusur bulunmadığından davanın kabulü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine ile davalı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına davacı erkeğin tüm, davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, davanın kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, boşanma davasının reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının davacı erkeğin %99 malulen emekli olması nedeniyle kaldırılmasının gerekip gerekmediği, miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.