Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1161 E. 2023/4320 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına, nafaka miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/814 E., 2022/2291 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/10 E., 2021/257 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının çocuklar büyüyünce kendisinin evliliğin ilk yıllarında yapmış olduğu hataları devamlı önüne sürdüğünü, bunları çocuklara da aşıladığını, çocuklar huzursuz olmasın diye evi terk ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, erkeğin evliliğin ilk yıllarından beri müvekkiline şiddet uyguladığını, tüfekle dahi şiddet uyguladığını, erkeğin sorumsuzluğu yüzünden ortak çocukların küçük yaşlarda çalışmaya başladıklarını, erkeğin ortak çocuklara da şiddet uyguladığını, ortak çocuk Resul'ü köpek kulübesine bağladığını, 2017 yılında erkeğin cezaevine girdiğini, vergi ve diğer icra borçlarını ortak çocukların ödediğini, 2018 yılında cezaevinden çıktıktan sonra müvekkiline şiddet uygulamaya devam ettiğini ileri sürerek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, tarafların ortak kızları...'ün ...'da üniversiteyi kazandığı için polis evinden yer ayırtıldığı zaman 'sen benim nikahımda iken hiç bir yerde kalamazsın, beni boşa, polisle mi gideceksin öğretmenle mi gideceksin o zaman defol git', 'sen karışma , sen kimsin, a...koyduğumun karısı' dediği, evi terk ederken yüklü miktarda vergi ve kredi borcu bıraktığı, alkol ve kumar bağımlılığı olduğu, ortak çocukları küçüklüklerinde köpek kulübesine bağlayıp, şiddet uyguladığı, bıçak çektiği, darp ettiği kadını da kemerle defalarca dövüldüğü, kadına hakaret ve küfürler ettiği, evlilik birliğinin bir daha kurulamayacak şekilde temelinden sarsıldığı, davacı-karşı davalı erkeğin 06.02.2020 tarihinde açtığı davadan feragat ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşen kadın yararına yoksulluk nafakası koşulları oluştuğu, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın feragat nedeniyle reddine, karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir-yoksulluk nafakalarına, 10.000,00 TL maddî-10.000,00 Tl manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; iki dava yömnünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönlerindnen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesince davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre, davalı-karşı davacı kadın yönünden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, davacı-karşı davalı erkek tarafından dosyaya sunulan ve kimlik tespiti yapılan 06.02.2020 tarihli dilekçesi ile kayıtsız ve şartsız olarak açtığı boşanma davasından feragat ettiği ve yargılama süresince "Davalı-karşı davacı kadının da kendi davasından feragat ederek barışacakları," şeklindeki sözleri sebebiyle davalı-karşı davacının hilesi sonucu iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir delil de bildirmediği anlaşılmakla, davacı-karşı davalının boşanma davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkimin, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen nafakanın miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı gerçekleşen, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinin isabetli olduğu ancak tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, davalı-karşı davacı kadının, maddî ve manevî tazminat isteklerine yasal faiz uygulanmasını talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli olduğu ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafaka miktarının az olduğu, sonuç olarak, davalı-karşı davacının bu yönlere değinen istinaf isteklerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına aşağıda yer verilen miktarlarda tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının yararına hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatın miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 650,00 TL tedbir, 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacının diğer yönlere ilişkin, davacı-karşı davalının ise tüm istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğe yüklenen kusurlu eylemler gözetildiğinde müvekkili yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu, ekonomik koşullar dikkate alındığında müvekkili yararına hükmedilen nafaka miktarlarının da az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminat ile nafaka miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadın yararına talep kadar yoksulluk nafakasına hükmedildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.